Nesin Sen!
Ne güzel yazmışsın dedi.
Dedim ki ben ne bir şair ne bir yazarım. Nesin sen? diye sorarsan; ben yalnızca bir şiirim, okuyanların içine işleyen mısralarda, Kısa bir şiir. Üç noktayım ben. Tamamlanamamışlıkları anlatan. Daha yazılması gereken, söylenecek çok şeyi olan... Başka nesin sen? diye sorarsan; Gül’üm ben. Kimi zaman asık yüze tebessümü getiren, kimi zaman sonbaharlara ilkbaharı getiren, kimi zaman kaybolan umutlara umudu getiren bir gül… Gül’düm ben, Daha üzerinden bir mevsim bile geçmeden kuruyup, sararıp solan. Daha nesin sen? diye sorarsan. Yağmurum ben. Kiminin çölüne yağıp rahmet olan serinlik olan. Kiminin okyanusuna yağıp orada kaybolan boğulan. Peki baska nesin sen? Ateşim ben. Kimine şükür sebebi ısındığı için. Kimine gözyaşı sebebi belki yaktığı için. Yandığı için.. Daha? Dua’yım ben. Başlı başına tepeden tırnağa. Yağan yağmurda, ağlayan kalpte, alınan her nefeste. Her namazda, ettiğim dua, edilen dua.. Neydim ben? Sevdayım ben sevda. Tüm benliğimle yağdığım, yandığım, yalvardığım bir sevdaya düşmüş SEVDA’ydım ben.. Şimdi ne dersen de bana. İster şair, ister şiir, ister gül, ister yağmur, ister ateş, ister dua.. Ben sadece, Sen sızım, sensizim… |