Titanik Miydi Çöle Gömülen YoksaMecnuna çöldü Savurdukça büyüyen kum tepeleri Tıpkı okyanusta Aşkından eriyen buz dağları Gibi… Sınıra dizilen askerler Vatan aşkıyla aynıydı savaştığı değerler Değişmedi süvari Değişmedi at üstünde elindeki eğer Karacaoğlan döşünde sevgi Aşık Veyselin dilinde kara toprak övgü Eser yalnız bu vatanda rüzgar Deli !... Kaptanım kimsesiz gemide Yolcusuz akıyorum meçhule Baş sallıyor neşeli yunuslar Buruk yüreğimde asumanı saran kar beyaz bulutlar gibi! Gözlerim nereye baksa masmavi Mavi gözlerine düşmüş benden bir damla gözyaşı yine sevgili Mavi tuval üzerinde dalgalanır mazimiz Her dalgasında bir başkası yaşanır gibi sanki… Gözlerinde parlayan güneş olsam da içindeki neşeyi görebilsem, Çiğdemlerini gülen sarımtırak çiçek hayalinde saçların sanıp okşayabilsem, Yağmura karışıp selinle değiştirsem rotayı ruh eksenine Kekik, kimyon, tarçın, kırmızıbiber, sarımsak bir de ben karışsam çemenine Un beyazlığında! Görünseydi keşke Her yaşattığım tozpembe, Keşke !... Sallıyor dalgalar dönüyor başım Meçhule gidiyorum Penguenler sevimli rehberim Buz dağından el sallıyorlar Görünüyorlar senin kadar çok, çok ileride, Titanik gemisinin kaderine bürünüyor gemim! Gözlerimden akan her yaşta başka acı düşüyor parçalanmış buzlara Düşüyor, yere düşer düşmez donmuş, hemen yansıyor aşkı kör eden ışıklara Boz ayılar kükrüyor, Soğuk her yanımı bürüyor, Nefes nefese tenim büzülüyor Kıyamet tellalı ölüm, boğazımda! !... Pozitif enerjinle demir alsaydı keşke gemim Gözlerim kapalı uçardı sana kalbimdeki sevgim Her hücremde foton parçalanması Hiroşima’da atsam çığlığım Mescid-i Aksa’da huzur buluyor olurdu geleceğim! !... Boğulurken cennet cehennem derdi olmasa Yarabbi aşkın iki cihanda da şu ekim günündeki gibi hasretinle soldurmasa… Bu yalnızlığım senin rızanda son bulsa Rahmetine doya doya, desem şu dünyaya elveda diyebilsem… !... Yolcusuz geminin kaptanıyım Hala gidiyorum meçhule… Sevgiliden habersiz Hala sevgisiz! Saffet Kuramaz |