ESKİ BİR ŞARKISIN
Eski bir şarkısın kulaklarımda
Rüzgâr gibi fısıldayıp geçen Zamanın geriye çeviremediği O aşklı anılardan Kırık bir plak sesi Hüzzam makamından Demleniyorum ocaktaki kahve gibi Kabarıyor doluyor yüreğim Bir harman yeri telaşında Güz sonundan Sararmış mevsimler şimdi Gözlerinin renginden Uçurumun kenarında bu ova Yeşil vadiler uzakta Meyveleri kurumuş ağaçlarının Yenik düşmüş kuruyan dalların Eser kalmamış ağırlığından Evgin tavırlarından Oysa gülüşlerin fay hattıydı yüreğimde Titrerdim depremlerinle sığınırdım Zülüflerinin altına Islanırdım yağmurlarında Tomurcuklanır açardım yeniden Fidanlarından Gözlerin göğün koyuluğunda Bulutlanırdı zaman zaman Sanki bir tufan! Fırlatırdı yıldırımlarını Tutuşurdu beden Alev saçar yakardı! Nasılda yanardı derinden Nasılda kanardı derinden |
Kutlarım yazan yüreğini ve eserini
Gönlün abat olsun
Sağlıcakla