MUAVİYE ve KUFFELİMUAVİYE ve KUFFELİ Yaklaşık bin dört yüz sene evvelinde, Uzaklara, develerle gidilen devirlerde, Bağdat’ın kuzeyinde, kendi halinde, Kuffeli birinin yolu düşer Şam iline. Misafirdir adam, selam verir gördüklerine. O zamanlarda Şam’da validir, Muaviye. Yol yorgunudur devesi de, kendisi de, Öyle soluklanacak bir yer ararken çevrede, Uyanık bir tip bitiverir, çenesinin dibinde. - Hey Kuffeli! Bu erkek deve benimdir. Adam şaşırır, halbuki devesi de dişidir! Acep bir benzetme mi var? Bu ne iştir? Kuffeli; ‘’ Bu deve erkek değil dişidir. Hem senin de değil benimdir’’ der. Ama zavallı misafir Kuffe’liyi kim dinler. Toplanıverir kalabalık, belki de haberliler. Şamlı devenin yularından tutar, başlar itişmeler, Kuffeli ile Şamlı mahkemeye düşerler, Toplanır kalabalık belki binler, belki on binler, Konu anlatılır, Muaviye’ye, neticeye varılır. Muaviye, şöyle seslenerek kalabalığa, der; -Hey Kuffeli, bu erkek deve Şamlınındır. Adam bir an şaşırır, bu olamaz, imkansızdır, Dişi deveye, koskoca Muaviye nasıl erkek der. Şamlı alır deveyi, sevinerek gider evine, Kuffeli şaşmıştır, anlam vermez olup bitene, Artık güveni kalmamıştır hakka, adalete, Şaşkınlık için de bakar gelip geçene Kalabalık yavaş yavaş dağılmaya başlar, Muaviye adamın yanına varır; ‘’ Hey Kuffeli! İkimizde biliyoruz ki; bu deve dişidir, Şamlının da değil, senindir’’ ‘’Selamımı söyle Halife Ali’ye Dişi deveye erkek diyecek kadar, Şam’da on binlerle adamım var, Ayağını denk alsın bunda böyle’’ Bu bir baş kaldırıdır, İslam da ilk ayrılıktır, Bu hal böylece, devam ediyor senelerce, İnanılıyor aynı dine, aynı peygambere, Dünya malı halen geçiyor Hakk’ın önüne. Bu olaylar tarihe mal olmuş, olsun diyelim, Haksızlıklara her zaman boyun eğmeyelim, Olalım her daim, Hak’tan, haklıdan yana, Bu sözümüz de öğüt olsun, tüm insanlara… Salih KOÇ 8 Haziran 2016/Çayırova / İZMİT |
Beğeniyle ve ibretle okudum
Saygı ve selamlarımla