GÜLYÜZLÜM
Gülün açmasıyla
Rahmet yüklü bulutlar Yüreklerde ebedi karar kıldı En sevgilinin âşığı Hilalin nurlu ışığı Zifiri karanlıkları aydınlattı Gurubu olmayan şafaklar Kâinatın Solmayan Gülüyle huzurla doldu... Hira, Cebel-i Nur oldu Mekke semalarında Gülyüzlü sabaha uyandı sevinçle Gökyüzünü inletircesine Süreyya ışığıyla tekbirler alındı Semavat aşka durdu Diriliş muştusuyla sevdalar serfiraz oldu… Semavi sevdalardan feyz alma zamanı Felaha ulaşmak için Medine’den yankılanan ilahi davet Tüm cihanı kuşattı Gönüller aşkın Miracına çıktı Aklın verasına ulaşıp Secdede yürekler huzura doydu… Hiç sönmeyen Hakikat güneşi Ufkumuza nur gibi doğdu Yanık sinelerimize sağanaklar halinde yağdı Yumruk kadar kalbimizi Rabb-i Rahimin aşkı sardı Yürekler muhabbet-i İlahi ile dağlandı Diller her nefeste şükretti Gönüllerimiz Rahman aşkıyla alev alev yandı Sevgilerin tüm kapıları açtığında Sıddıklar, Faruklar Zinnureyn ve Murtezalar Habibullaha yar, o gül yüze âşık oldular Anam babam sana feda olsun Ya Rasullah dediler Ne yürekler buz tuttu ne de çiçekler soldu… Çöle inen nurun halesini Sevda yaylalarından seyrettik Mevla’ya ulaşan yolun Kutlu izini gördük Yeryüzündeki buzulların sırrını çözmek için Kin dağlarını yok ettik sinemizde Nefsanî arzuları dizginleyip İman ateşiyle gönlümüzde erittik Kalbimize Gül cemresi düşünce Dünyamıza baharlar geldi Yemyeşil sevdanın nuru Yüreğimizi Gülistana çevirdi Cana can katan muhabbet Gözyaşlarında dalgalanan rahmet ummanları Gönül sahillerimize vurdu… Seher vakti âşıkların Hu Hu nidalarına karışan Âmin sesleri Yürekleri ilahi aşkla giriftar yaptı Hidayet sancağı gönül gönderimizde dalgalandı Ebabil kuşlarının aşkına meftun olan Mahir düşlerimiz sevince döndü Umutlarımız karanlığın girdabında Rahmet ışığıyla can buldu… Nefse tutsak duygular Gayya kuyularından kurtuldu Ve Sırat-ı Müstakim bulundu Asr-ı Saadete ulaşıldı Paramparça edilen yürekler Kızıl goncaya dönmeden Gönüller Gülşen’le doldu… Ruhlara doğan meskenet tülleri Cehalet bulutlarının sisleri çökmeden Kalpler masivadan kurtuldu Nefsin yalçın dağları Ebedi hayatın Efsunkâr güzellikleriyle buluştu Canı cananına teslim edip Ölümsüzlük ikliminde berhudar oldular Ayın yüreğine düşen şefkatli elle Mehtabın titreyen gamzesi “Şakkul Kamer” mucizesiyle İ’lay-ı Kelimetullah aşkına yelken açıp Gönül fetihleri için sefere çıktılar Tayyi-zaman tayyi-mekân ile Sır dolu yolculuklara ulaşıldı Mavera aşkıyla Düşlerine kanat vuranların Gönül seccadeleri Müjdeli şafaklara sarıldı… Hasret içindeki gözler Karanlık gecelerin nurlu sabahını gördü Ayrılıklar vuslat oldu… Beşeriyetin kanayan yaraları Gül yaprağıyla sarıldı Katran siyahı geceler Asude iklimlere dönüştü Karanlığın kalbine nurani imzalar atıldı… Siyah perçemleri aydınlatan Ayyüzlü sevdalar efsunkâr oldu Hazan bahçelerinde gazeller toplamadık Gül rengi ateşlere kanmadık Hayallerimizi hazan sarısına döndürmedik Yürekler gül ile sevdalandı Gönüller Gül kokusuyla uyandı Ehl-i hal ile ölümsüzlük şerbeti yudumlandı Aşk ile tamamlandı Ehl-i dil ile dildar olundu… Güle olan sevdamız Allah diyerek çarptı Ruhumuz maveraya kanat çırptı Yürekler cananında karar kıldı Gönüller gülzarını buldu… Hayırlar fethedildi, şerler defedildi Gönül tellerimize dokunan mızraplar Sevinçli nağmelerle dolup taştı Kışlar bahara, geceler sabaha Beste olarak ulaştı Gülün açmasıyla canlar cananını Gönüller gerçek yâriyle oldu… 10.06.2008 |
Ruhumuz maveraya kanat çırptı
Yürekler cananında karar kıldı
Gönüller gülzarını buldu…
evet o gönül güzarını bulunca zaten şiirlerde amacına ulaşıyor hocam . çok güzel olmuş yüreğinize sağlık.izmirden selam ve saygılar