DÜŞ ÖZÜRLÜ GEZEGENŞiirlerin rengi olmadığını biliyorum: Dökülen kanın da karşılığı iken ölü bir sevinç Muradı dillenmeyen dualardan gelinen bir dünya bu: Somurtuk mizaçlı adamların kadınlara bulaştığı Çocukların sevincine çomak sokan bir arı işte Acıların en irisini gözüne gözüne sokan bir düşüş Kırılan asada kalan o iz. Tekerleğin de dönmediği bir evren Sanrıların uzamında sancılı bir vazgeçişten de arda kalan. Araf’ta olmanın kıymetine vakıfım Ne de olsa ait olmadığım iki dünyanın ortasındayım Ve pergelimi saplıyorum şiire Şirin gözüken bir vecize ile de pazarlığa oturdum: Bestesi olmaya ant içen neşeli üç beş nota Nokta koymuştum oysa hayallere ve umut teknesini Basan korsanlara da veryansın yüklediğim. Karanlıkla izdivacım Pembe kadar bonkör benim sevgim Çat şiirde çat arkasında hikâyenin Derinlerde bir teyakkuz Lafla yürüyen teknenin kaykıldığı devasa ekran Elbette hayatın penceresinde sırnaşık tan(r)ılar Aşkla pişen ekmeğin tadında illa ki İlahı bir acı. Sözcükler… Oyunbaz bir tanrı işte aşkın laneti: Düş özürlü gezegen, Sevgiden muaf zavallı cani Mermer başlığında hangi lahit ise giren gözümün İris’inde vukuat benzeri bir e(y)lem Aşkla sırnaşık kelam tütsülerken rüyaları. Kelamda saklı dirayet Düş gezgini imgelerde karaya çalan ihanet Her mübalağa ayrı bir zemin Metin olmayı dilediğim sessiz zemin Elbette düş fakiri canlılar Cansızların bile ruhlarında kopan tufan. Aşkın rahmeti, Kaykıldığım eksende soluk mavi, Kayıp tılsımın cinneti Uğurladığım aklıma sahip çıkamamamın da Maliyeti gördüğüm her kâbus Sayıkladığım her şühedada saklı o rahmet Kazan kaldıran göğün temsilcisi zavallı bekçi: Şerh düştüğü her seda Boyutsuzluğun da rahlesi Düş görmeden geçmeyen her sancılı rüya Elbet içimi bir hoş Sefası boşlukta uçuşan sarhoş imgeler. İzafi gölgelere çemkiren iblis Kuşanmış bir kez kini, gıybeti İnsan olmaya meyyal bir ritimde Kaldım madem bir başıma Aşıma göz diken vaveyla kadar sırnaşık mıdır Bu düzenin rehaveti? Lafügüzaf… Sancılı resim Sanrılı mevsim Sahip çıkamadığım ne çok hayal Kubbesinde yorgunluğun, Boykot ettiğim bunca hain gölge; Elbette alnımın akına taarruz eden bilumum imge M/eziyetlerin sevdalandığı her çukur Bilip bilmeden düştüğüm vakur iklim Devasa lanetin de kör noktası Şakıyan sevdanın ikircikli acıları Cambazın düştüğü her pencerede asılı bayrağı hüznün Kaya kadar sağlam irademle Dayandığım çok mu ayan beyan? Aş eren güne son öğüdüm Tutmakla eş değer sözümü Ölümden dahi çekinmediğim elbet Hikmeti rahmetin: Her parantezde sancılı boşluk Her sayaçta ayarı bozuk yalan düğmesi Kopçası olmayan belleklerde Savsaklanan masumiyeti Sanmasınlar ki yok edecekler lanetle. Şimdi uçuşa geçiyorum dokunuşunda aşka bandığım Yüreğin kozasına sığdırdığım bunca ümidi Saklı tutuyorum Hakkın yolunda Koşmaktan yorulmadığım konduğum sevdalı bulutta G/örüyorum asılı zinciri Ölümüne sevip ölümüne yazdığım Her katresinde ömrün diri diri yandığım… |
Bunu bizimle paylaşabilir misiniz acaba Teşekkürler... 🌹