Ömür Dediğin!
Ömür Dediğin
Ezan sala arası kısacık an, Saatler işliyor, geçiyor zaman, Yaklaşıyor, mezar denilen mekân, Bir pamuk ipliği ömür dediğin! Her doğan bekliyor, aday ölüme, Her yaşayanın, gelecek önüne, Bakmaz kimsenin; şanına, ününe, Tez elden bitiyor ömür dediğin! Dünyaya bakıp da aldanma sakın, Ya gece, ya gündüz, ölüm çok yakın, Genç ve yaşlı gidiyor akın akın, Bir nefes misali ömür dediğin! Ölümün; sesi, ırkı ve dengi yok, Boyu, posu, cemali ve rengi yok, Her kapıdan girer, öfke, kini yok, İlahi kanundur, ömür dediğin! Taht sarayı herkese bıraktırır, Şanlar, şöhretler insanı bıktırır, Hakkı unutmak, gözyaşı döktürür, Haberli geliyor, ölüm dediğin! Saçlar ağardı, dişlerin döküldü, Ayak tutmaz oldu, belin büküldü, Gözler seçemiyor, gözlük takıldı, İşaret veriyor, ölüm dediğin! Herkes binecek o gün tahta ata, Son verilecek bir gün saltanata, Ölümle ereceksin bu vuslata, Bir “Şeb-i arustur” ölüm dediğin! Kazım Öztürk (ÖZTÜRKÇE) 06 Ağustos 2019 |