KALMAMIŞGurbetten kalkıp sılaya gittim Bacası tüten ocak kalmamış Etrafı gezip, kolaçan ettim Sımsıkı saran kucak kalmamış Ahırla, merek teslim kemeye Bulunmaz kimse bir şey demeye Yer sofrasında yemek yemeye Konulacak kab, kacak kalmamış Akmıyor suyu çeşmenin artık Kapı kilitli, pencere örtük Etrafa baksan her taraf pırtık Yatacak köşe, bucak kalmamış Bekle ki dağdan rüzgar esecek Urgan bulunmaz yayık asacak Isınmak için odun kesecek Balta, girebi, nacak kalmamış Baykuşlar yuva yapmış her yere Kurumuş suyu, akmıyor dere Komşular gitmiş acaba nere Fırından çıkan sıcak kalmamış Yağınca yağmur damlar akıyor Köpek havllıyor, kedi bakıyor Mutfağın hali yürek yakıyor Ne çatal, kaşık, bıçak kalmamış Yıkılmış hepten etraf duvarsız Eskimiş soba, tahta yazısız Okul bir garip duruyor ıssız Gönderde bayrak, sancak kalmamış Atlar, katırlar çekmiyor yükün Bahçe perişan kalmamış dikin Tarlada boy boy olurken ekin Etrafta açan çiçek kalmamış Heves kırılmış, yok artık çaba Meyveler dalda olmuşlar heba Ne döven, saban ne dirgen, yaba Tarlada ekin, burçak kalmamış Çekilmiş gözden olanca ferler Bir garip gezip, tozulan yerler Ferhat’ta burda yaşadı derler Buzları sarkan saçak kalmamış Ferhat GÜNAYDIN Emekli Öğretmen / Şair - Giresun |