ışıklar kapanır gece üstüme üstüme bir günah işler geceye tapınmalarımda sarhoşluğum fiyakalı öpüşler kuşanılır sevgiliye
zindan zindan karanlıklar pranga pranga bağlılıklar kelepçe kelepçe tutulmalar sana
kirli ellerle yazılır şiirler kötü sözler söylenirken sabahın ilk ışıklarına bir ayaz vurur güneş doğmadan daha için ürperir beni konuşmaya başlarsın yürüdüğün her yolda oturduğun her masada eline aldığın fincandaki her yudumda kahkahalar
beş parasız dolaşmalarımızdır kendi gölgemize ayakbağı bu yüzdendir tökezlemelerimiz barlarda ve kafelerde bu sebeptendir yalın ayak, başı kabak sevmelerim anadan üryan
bir sözünle açılır susam sokağının kapıları masalsı gerçeklerle oyalanırken ben kitap tezgahlarında bir sözünle havası değişir kentin uzun bir koşuya başlarlar şehrimin daha denizini görmemiş çocukları
istasyonlarda hüzün tabağımızda gündüzün ayyaş ayakları siz ne ayaksınız der gibi istasyon görevlisi tepemizde aşktan nasibini almamış raylardan ötürü düşsel bir düzene emanet ediyorum hemcislerinden sakladığım dudaklarını
ayrılık senfonisi çalıyor şimdi kahvelerde yaptığımız tüm klasik etkinlilerde konçertoya davet biz seninle geçtiğimiz her yoldan arabesk’in ağır kokusunu süpürdük sokaklardan ellerimizde sabah çöpçülerinden kalma bir nezaket
ve ben her vedada yap- boz parçası tam oturtulamayan yerli yerine ya da deli bir tay sen gittin gideli yokluğunu sindirememiş kızgın dizginlerine
her adım atış tersine tersine her kapı tıkırtısı bir parça deliliğe salsa şimdi pike çeker bana kokunun sindiği her yer evin kuytularında ve tabağıma bulut yağdırır tanrı her akşam bir sigara içimi kadar yanlızlığıma yakınken ben uykusuzluğuma ölüm sipariş edilir iki sokak öteden direncimi ölçer sabahları baygın kuşlar barometreyle santimetreyle zeka oyunları oynarım kilometrelerce uzaklığına parmak hesabına dökmüşlerdir işi daha kaç gün dayanır diye fısıldaşmaları aralarında yıllar önce izlediğim ’Alkatraz Kuşçusu’ filmini hatırlatır bana
şimdi terennüm aynı seyehat içim dışım idare lambası sonra ışıklar kapanır gece üstüme üstüme
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Ayrılık Senfonisi şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Ayrılık Senfonisi şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Bu sene de geldi Kurban Bayramı Kurban Bayramımız mübarek olsun, İnsanlığa güldü Kurban Bayramı Kurban Bayramımız mübarek olsun.
Esir Türk illeri hürriyet bulsun Türk İslam alemi neşeyle dolsun “Her günümüz Bayram tadında olsun Kurban Bayramımız mübarek olsun”.
Kurban Bayramının ikinci günü Buğünden farkı yok bayramın dünü Bayramdan dönmüşüz kıbleye yönü Kurban Bayramımız mübarek olsun.
Kurban Bayramının günlerde üçü Akrabaya ermek Bayramın gücü Eş dostu görmezsek bizlerin suçu Kurban Bayramımız mübarek olsun.
Senede bir defa islama uyduk Kurbanı keserek et yeyip doyduk Kilo kilo yapıp dolaba koyduk Kurban Bayramımız mübarek olsun.
İSMAİLOĞLU der Allah’a şükür Akraba, tanışla görülsün fakir İnsanlık için de en büyük zikir Kurban Bayramımız mübarek olsun. ---- 13.08.2019 – Beylikdüzü / İstanbul
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ – İstanbul.
.................................................. Saygı ve selamlar.