UYKUSUZ GECELERDE BEN
sabahı zor olan yorgun gecelerin bağrında
dalıyorum mevsimi yitik rengi solan hayale yalnızlığım sürüklüyor beni sonsuz melale hani nerede o yakamoz mavisi bitmeyen umutlar hani nerede o yaşanmamış orman yeşili baharlar dinse de zamansız hoyrat esen yorgun rüzgarlar bak şimdi üzerimizde dolaşıyor kara bulutlar sessizliğe gömülürken cevapsız kalan sorular kan çanağı gözlerimden yüreğime hüzünler yağıyor serzenişim yankılanıyor gecenin kör bir vaktinde lacivert gecelerin ay ışığı gölgesinde uzanırım ruhumun derinliklerine ölmüşcesine yaslarım başımı esmer yüzlü gecenin göğsüne yüreğimde saklı vurgun yemiş bir düşü düşlerim içten içe bir ah çekerim derinden içim kan ağlar kalbim sızlar kederinden aklım almaz gönlüme sığmaz elim ermez gücüm yetmez her an sen geçsen de içimden zaman hiç geçmek bilmez yalnızlığın sahrasında dile gelse de ahraz geceler yokluğunda nasılda susuyor dilimdeki tüm heceler belkiler keşkeler vazgeçişler kaybedişler hepsi de film şeridi gibi gözümün önünden gelip geçtiler uzadıkça uzayan hükmüm olmayan gecede üşütüyor ayaz kesen rüzgarın soğuk nefesi feryat figan yankılanıyor yüreğimin sesi nereye gitsem kaçamıyorum kendimden sürekli yalnızlığım koşuyor peşimden her defasında yakalıyor beni tam ensemden bir girdap gibi beni içine çeken gecede kulağıma kar suyu kaçıracak kadar düşünceli ağırlaştırılmış müebbet cezasıyla hüküm giymiş bir suçluyum gözlerimin hapsinde pır pır eden yüreğim halen çığırtkan bir martı telaşında boşuna kanat çırpıyor sonsuzluğa boşuna ağlıyor mavi bir düş boşuna kanıyor kansız bir yara AYLA CERMEN TÜFEKÇİ 🌙 |