Yavaş Yavaş
Yavaş Yavaş
Hayat bir zakkum ve zehirle pişmiş aş, Her insan dertli, dertleriyle arkadaş, Bu gün ağlayan, gülebilir an be an, Hamken pişirirler bu canı durmadan, Ömür sermayesi biter, yavaş yavaş! Ellerin üşür, belki de ayakların, Donar kalırsın, zonklar hep şakakların, Sana arkadaş, mahallen, sokakların. Sevdirdiysen, bulunur hep ahbapların, Ya değilse, tükenirsin yavaş yavaş! Hayatı elif kıl, ölümü de öldür, Hem sen gül ve hem de başkasını güldür, Sıratı müstakim, bil, işte bu yoldur, Hayat dediğin hem diken, hem de güldür, Dikenli olma, batarsın yavaş yavaş! Dünyayı cennet kılmak, hep elimizde, Çektiğimiz belalar, şu dilimizde, Günaha batmış zavallı halimizle, Meyve vermeyen kurumuş dalımızla, Göçer gideriz mezara, yavaş yavaş! Mal da yüktür insana, her makam da yük, Çoluk çocuk, emvalin sınavı büyük, Sırtımızdayken günah vebali, bu yük, Çekebilir misin; bu bir dağ, bir hüyük, Tevbesiz ölürsün sonra, yavaş yavaş! Kazım Öztürk (ÖZTÜRKÇE) 07 Temmuz 2018 |