ıssız bir yaz akşamında salıncak kurup kupkuru bi ağaca ay’a karşı sallan aya sofia’
son kısım kafiye olsun diyeydi sevgilim yoksa sofianın eli’ni tutmadım beline sarılıp ay yüzüne baka baka şarkılar söylemedim
hele hele çalılıklar ardına saklanıp salına salına süzülen bir kuğuyu yüzdürürcesine gözlerimde dalıp gitmedim masal tadındaki o uçsuz güzelliğe
sessiz bir kış gecesinde kara bürünmüş periler düşerken gökten elimdeki fransız şarabıyla köpek gibi geberip her nasılsa bakir kalmış bir hissin alman kanalını açıyordum ana diliyle’
sarıyı örten bir yaprağın güz uzatan mevsiminde bütün duvarlar yaş sızdırırken sırrından artık gözlerine açılmayan pencerelere çektiğim perde gerisinden rüzgarına kapılan bulutları izliyordum
ve inan bana,
o bulutlar, yağmurları paraşütle indirip yar yüzüne hendek kazıyordu sokaklara..
sonra bahara çiçeklenen her mevsime aldanıp aşk gribi olayım diye
anla işte..
üstüm başım toz içinde
yaz geldi ve ben bir ağacı kurutmakla meşgulüm gözlerim çalılıkta ellerim
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
aya sofia şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
aya sofia şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
gözlerim çalılıkta
ellerim
aya sofia..
Ay'ı görebilmek.icin....
Muthiş bir ruhsal zekâ
Ürünü şiirini kutlarımm :)
Bir kerede anlayabilmek zor..
Saygılar, sevgilerr..