ALIÇ AĞACI
Bir alıç ağacı var, dibinde de bir adam
Uzaklara bakıyor, duygulardan azade Anılarla dertleşir gündüzleri ve akşam Yalnızlık dinlendirir üstelik fevkalade Keklikler öter durur Karabayır yüzünde Ama duymaz sesini, adam kınalı kuşun Çiğdemlerin sarısı, soldu gitti gözünde Tadı kalmadı ki ne düzün ne de yokuşun Bir alıç ağacı var, dalında da bir ceset Her rüzgârda toprağa değiyor ayakları Yıllar ona dedi ki hayaller kurma, pes et Rüyanda dahi görme, kuşları, leylakları Yağmur yağar eylülde, kara toprak ıslanır Ama haberi yoktur kokusundan çamurun Kemerinin tokası, “belinde” tam paslanır Tene, dişleri geçer, güneşin ve yağmurun |
Saygımla