Atasözleri Destanı
Halik’i ararsan mahlûkuna bak
Can içinde olur canan diyorlar Gittiğin yer körse, muma gerek yok Huyla gider Hayy’dan gelen diyorlar Tartıya vurulmaz bendeki hasar Ölümün elinden korumaz hisar Muhannet, bırakmaz ardında eser Mert ölürse kalır ad, san diyorlar Geceler gündüze tanık olurmuş Birlik varsa orda dirlik olurmuş Büyük başın derdi büyük olurmuş Kalkmaz dağ başından duman diyorlar İlahi emirken kısassa kısas Kamil insanlara yakışmaz kumpas Duvarı nem yıkar, demiri de pas İnsanlar çürürmüş gamdan diyorlar Yaparken işini yapsa da yalpa Vurulmaz kimsenin sırtına sopa Gerdanı kırarak oynayan sıpa Çıkarır eşeği baştan diyorlar Gününü gün etsen pavyonda, barda Havyarın yanında yesen lakerda Karun kadar malın olsa ne fayda Akıbet Hakk ile yeksan diyorlar Güzel huydur insanlığın temeli Muhabbet olmalı kulun emeli Rehber bilir isen güzel ameli Rahman’a götürür Furkan diyorlar Ayrılmadan erenlerin dizinden Götür canı ariflerin izinden Hayvan yularından, insan sözünden Birdir ikrar ile iman diyorlar Dostumuzdur azı çoğa sayanlar Bizden değil aşka sınır koyanlar Dikkat eylemeli nefse uyanlar Gafili aldatır şeytan diyorlar Umutlara bayrak açanlar bilir Muhabbet deminden içenler bilir Gönül kapısından geçenler bilir Olmaz her kapıda Selman diyorlar Garipler çekemez sevda yükünü Çözmekte zorlanır gam yumağını Yiğide vermeli sözün hakkını Boş torbaya gelmez kolan diyorlar Fırsat ele geçse üzmeli onu Görüldüğü yerde ezmeli onu Aklın kirişine yazmalı onu Dost olamaz eski düşman diyorlar Hak aşığı olur düşle badeli Olamaz onların gözü perdeli Bildiğini yapar devletli, deli Cahiller dinlemez ferman diyorlar Gönül dostlarına uzaktan bakma Seni üzenleri kafana takma Hak etmeyen için kendini yakma Gemiyi kurtaran kaptan diyorlar Elif’e özenen olamaz yamuk Dış etkenden korur gövdeyi kabuk El atına binen inerken çabuk Tez eskir iğreti kaftan diyorlar Geçirmez kötülük insan zihinden Uzak durulmalı hin oğlu hinden Gıybet çıkarırken insanı dinden Tatlı söz yılanı inden diyorlar Güzel huyla olur özde mahirlik Yakışmaz kimseye asla muhbirlik Görmek istiyorsan varlıkta dirlik Eşek gibi çalış kazan diyorlar Hak indinde birdir körü, topalı Yapana ceza var kural ihlali Cimriyle cömerdin aynıdır salı Bulunursa hoştur meyan diyorlar Okunu atınca yayını asma Başın dara düşse feryadı basma Sabreyle felekten umudu kesme Devir biter, döner devran diyorlar El olma ellere, aranan el ol Yürekten sevene gönüllü kul ol Çevreye yararlı işle meşgul ol Budur akil için mizan diyorlar Etmeli gözlerden gamı tahliye Edenler kârdadır aklı terbiye Sevinme ha sakın dostum çok diye Bin dosttan çoktur bir düşman diyorlar Akmasın boşuna nafile yaşın Ameline bağlı dünyalık işin Bir söz söylemeden kırk kere düşün Sözünden bilinir irfan diyorlar Yeri olmaz soframızda suşinin Yanında durulmaz yüzü ekşinin Kılavuzu karga olan kişinin Çıkmaz asla burnu boktan diyorlar Âdemle atılmış aşkın temeli Nefsine yenilen gezer sükseli Yabana atma ha darbımeseli Verilmez yoz mala saman diyorlar Yakınla bir tutar gönül uzağı İlmi rehber bilen bozar tuzağı Ortaklık nahırdan yeğdir buzağı Belli olsun alan satan diyorlar Edepten yoksundur sonradan görmüş Pırlanta yerine konamaz gümüş Yüce dağ başını andırır imiş Yiğidin başında boran diyorlar Almamışsa insan kulluktan hisse Makbul yapmaz onu takım elbise İman ehli olan her kim var ise Paris’ten güzeldir vatan diyorlar Cilve, kur yakışır naz erbabına Yangın kâr eylemez köz erbabına Kucağında sazla söz erbabına İşte saz, işte söz, meydan diyorlar Kaybeder çeviren yönü dünyaya Adamaz akiller canı dünyaya Bel bağlanmaz asla fani dünyaya Önü yalan, sonu yalan diyorlar Bizden değil aşka memur olmayan Aşkı taşıyamaz, cesur olmayan Enel hak yolunda Mansur olmayan Geçirsin boynuna urgan diyorlar Rahmete dönerek yağmak kolaymış Ak gönlü karaya boğmak kolaymış Ağacı yaş iken eğmek kolaymış Küçükten yetişir sübyan diyorlar Olamaz her insan, insanı kâmil Önlem almayanlar olacak sefil Düşmanım yok diye avlanma gafil Doğurur düşmanı anan diyorlar Kurtuluşun olmaz alın yazından Sevmeyen anlamaz gönül sızından Tanımak zor iken dostu sözünden Gözünden bellidir düşman diyorlar Kazanır hayatı düşü bilenler Yıkılmaz altıyı, beşi bilenler Dost başa bakarken işi bilenler Ayağa bakarmış düşman diyorlar Yaratandan almış kanunu doğa Göbekten bağlıyken akşam sabaha Kavuşmazken asla bir dağ bir dağa İnsana kavuşur insan diyorlar Güç alıp damarda dolaşan kandan Verilemez vatan kopsa da tufan Bey deyip ederler insanı candan Cömert der ederler maldan diyorlar Güvenme sözüne atsa da nutuk Sözünün sahibi değildir lavuk Kümesteyse şayet bugünkü tavuk İyidir yarın ki kazdan diyorlar Serapla beslenir çölde nilüfer Tanımaz kimyası konsa bariyer Akılsız olanlar malı satar yer Katar yer akıllı olan diyorlar Candan davranana, can veren canım Karşılıksız aşka şefkattir tanım Anası ölene denilir hanım Bey olur babası ölen diyorlar Ne sırlar saklıdır söze rağbette Huzuru yakalar canlar sohbette Görmesen de mektep yüzü hayatta İdare etmeyi öğren diyorlar Yalancı dünyada meşke doyanlar Anı kulluk için fırsat sayanlar Elbiseyi kefen diye giyenler Allah’a borcumuz bir can diyorlar Özü bilinmeyen her şey manidar Eşkıya dünyaya olmaz hükümdar Akıllı, gelinlik bulana kadar Everirmiş deli oğlan diyorlar Olmaz yan sanayi ürün canlıda Aynıdır dokunuş hüzün canlıda Değişmeyen gerçek bütün canlıda Analar yavruya kalkan diyorlar Üzüldüğün şeye aslında sevin İlelebet sürmez dönemi devin Gün gelip ölürse kedisi evin Meydana konacak sıçan diyorlar İlmi gelişmede bitmez aşama Ayrı bir haz verir sevmek yaşama Kuşla kuş avlamak âdettir amma Avlanmaz araçla tavşan diyorlar Abalı çobandır nahırı güden Düşersen çok olur fikir yürüten Topal eşek ise katarı yeden Yarı yolda kalır kervan diyorlar Mutlu eyleyemez canı el kiri Neşe kaynağıdır güldüren espri Pırlantaya benzer onun her biri Kârdadır nasihat tutan diyorlar Talibi olurum dost edinenin Ceremesi olmaz düze inenin Kılıç kuşananın, atlar binenin Su aktığı yere revan diyorlar Aşktan habersizse tam müptezel o Kalpte taht kurarsa cana özel o Gönül kimi sever ise güzel o Gencelir güzelle yatan diyorlar Derdi dünya olanlarda hep sorun Yalancı dünyadan olan yok memnun Leyla’dan Mevla’ya çıkarken Mecnun Belasını bulur azan diyorlar Geçilmez yüzmeden aşkın deryası Gerçek olmaz gariplerin rüyası Değişmez zamanla işin kimyası Od olmadan yanmaz odun diyorlar Yaşamak imkânsız taraf olmadan Yükselemez insan hedef olmadan Benlik âlemine vakıf olmadan Bilinmez Hazreti Yezdan diyorlar Kullar işkenceye olursa maşa Ezelden ebede sürer karmaşa Ayak başa bağlı, başlar da başa Lazımdır sürüye çoban diyorlar Aklı kullananı etmem endişe Tatlı olmayan tok, gelse beleşe Unutmamak lazım acele işe Karışır her zaman şeytan diyorlar Davranamaz asla onlar imalı Gözlerdir kanımca aşkın hamalı Dünyada kalırmış dünyanın malı Dona kalır, sona kalan diyorlar Murada eren az, hayaller kurup Varılmaz menzile yalan uydurup Doğru konuşalım eğri oturup Aşar vermez yanan harman diyorlar Düşününce sürer işkence serde Oyun bittiğinde kapanır perde Ellik eksik olmaz el olan yerde Batman döğer ağır duran diyorlar Hikmetli sözleri diyenler veli Dünyaya postayı koyanlar deli Eli dar olanın kısadır dili Bulunmaz her ata meydan diyorlar Ayakta tutsa da aşk kâinatı Ebediyen sürmez han saltanatı Canı yanan eşek geçermiş atı Ettiğini bulur insan diyorlar Bulanık sularda inmem derine Söz olmaz hakiki söz üzerine Bizim mahallede Çingen yerine Oklavayı hacet sayan diyorlar Aklı engel olur hayaller kursa Rahat bırakmazlar çile doldursa Davul patlar fakir halaya dursa Okunmaz sağıra ezan diyorlar Öyle kolay kolay değişmez töre İnsanın nasibi kalbine göre Garibi misafir edecek yere Ya bitli han, ya da külhan diyorlar Sevgi ile nefret, sıkı arkadaş Onlar canımızla hep sarmaş dolaş Fazla aş, ya karın ağrıtır ya baş Her gönülde var bir aslan diyorlar Kalınca gerçekle karşı karşıya Hamilik yapmalı erkek, dişiye İçten pazarlıklı olan kişiye Yere bakan, yürek yakan diyorlar Başına taç eyle kaşı kemanı Çıkarma aklından ahdi amanı Saklarsan samanı, gelir zamanı Damlalardan olur umman diyorlar Garibanın sözü kendine geçmiş Dağdaki eşkıya kanundan kaçmış Gel demek kolay da, git demek güçmüş Kaybeder nefsine uyan diyorlar Olunca sevenler gönül esiri Olmaktan evladır koltuk veziri Yakışmaz insana davranmak cimri Barınmaz bencilde iman diyorlar Muhabbet görmeli gözü eladan Uzak kalınmalı yedi beladan Umut kesmemeli Yüce Mevla’dan Eder kullarına ihsan diyorlar Hakkın kulu değil defter dürenler Âşıktır maşuka göğüs gerenler İnsanlara sabrı salık verenler Neler doğar gün doğmadan diyorlar Cananı can diye sevmeli kişi Candan selam mutlu eder dervişi Tecrübeyle sabit, bozar her işi Yangına körükle varan diyorlar Ağacın yelleri dal ile olur Bülbülün sevinci gül ile olur Harman yelle, düğün el ile olur Darı biçmez arpa eken diyorlar İnsanın değeri olamaz ucuz Kötü iş yapınca kızarmalı yüz Dostun ikramıdır dosta acı söz Bok getirir çokça gezen diyorlar Arifler âlemin seyrine dalar Parayı verenler düdüğü çalar Horoz ölür gözü çöplükte kalır Övünsün deveyi yeden diyorlar Nasip için doğru yoldan sapana Ayağına gelen rızkı tepene Irmak kenarına çeşme yapana İt sürü de para kazan diyorlar Pimini çekmeden patlamaz bomba Gezip görülmeli hısım, akraba Bağı bağışlar da evlada baba Salkım üzüm vermez oğlan diyorlar Sıkıntıda olan, düşler ferahı Dost eden kazanır veliyullahı Yoklamaya görsün mazlumun ahı İndirir şahları tahttan diyorlar Hayalde arama düşün hakkını Vermeli gözlerin beşin hakkını Vermek istiyorsan işin hakkını Eve avrat, bağa bağban diyorlar Gerçek sevgi gözden kalbe akışır Kalpten sevmeyenler boş boş bakışır İki çıplak bir hamama yakışır Güzel söyleyene ozan diyorlar Olmalı imanda saflık, halislik Yakışmaz inanan kula harislik Bulaşır insana pislikten pislik Bu yüzden çalıyı dolan diyorlar Asfaltta yetişir gazoz ağacı Bilinsin gerçekler her zaman acı Elden bacı olmaz, kâfirden hacı Evecene alay bozan diyorlar Korkaklar kelleyi koltuğa almaz Sıfat kocalır da gönül kocalmaz Bilenler söylemez, söyleyen bilmez Hakkın sırrı olmaz beyan diyorlar Mümin seccadeyi suya salarmış Gurbette olanın gözü dolarmış El atına binen yaya kalırmış Öğün olmaz elden gelen diyorlar Fiyatı belirler arz ile talep Kullanamaz aklı yüklü her merkep Zararla oturur, ziyandadır hep Öfkeyle yerinden kalkan diyorlar Hak eden olursa yapmalı jesti Arayıp sormalı eşi ve dostu Kasap yere vurur sevdiği postu Parmak yalar baldan tutan diyorlar Almalı nasibi yara neşterden Kötülük beklenmez hayvan severden Tavuk esirgenmez kaz gelen yerden Zordur, her oyunu bozan diyorlar Umutsuz vakadan çekmeli fişi Sözünde durana derler er kişi Kişi bedeniyle tutmalı işi Yüğrük at artırır yemin diyorlar Sert vurma yürürken sakın ökçeni Ayırma kendinden konan göçeni Denk getirmek istiyorsan bütçeni Uysun ayağına yorgan diyorlar Eninde sonunda bitecek süreç Teslim edilecek emanet er geç Komşunun külüne olurmuş muhtaç İşini yarına koyan diyorlar Sağır gibi davran her şeyi duy da Örnek al kendine Yunus’u huyda Değneksiz gezilmez köpeksiz köyde Bulunmaz açlarda iman diyorlar Anlatsan cahile söz fayda etmez Karanlık geceye göz fayda etmez Lezzetsiz çorbaya tuz fayda etmez Geç kaynarmış ağır kazan diyorlar Kadri bilinmeli unun, eleğin Farkında olmalı yensiz gömleğin Laklak ile geçer ömrü leyleğin Ağlayana olur gözden diyorlar Çalmasın zamanı cep telefonu Gülmektir en büyük mutluluk fonu Yürekten ağlamak olursa konu Anadan başkası yalan diyorlar Gönülleri yıkan söz unutulmaz Gidenin ardından matem tutulmaz Lokma bile çiğnemeden yutulmaz Akan sular tutmaz yosun diyorlar Gıybet eyleyenin ayağı kayar Eceli gelen it camiye siyer İleri gidemez, yerinde sayar Akıntıya kürek çeken diyorlar Olmalı iş gören işinde ehil Sadece Yaratan önünde eğil Can malı kazanır, mal canı değil Pul olmaz düşmeyle altın diyorlar Bazı kullar var ki paha biçilmez Bazısının gölgesinden geçilmez Kenara bakmalı alınınca bez Anası bilinir kızdan diyorlar Yapmamalı insan kara mizahı Gerçek Mümin olmaz sevgi tamahı Temkinli olmalı, serçenin ahı İndirir şahini gökten diyorlar Kadere inanan olmaz isyankâr Şüpheye düşenler aynaya bakar Yaprak kımıldamaz esmezse rüzgâr Dertlerden bitermiş insan diyorlar Asalet genlerle eder intikal Sözü geçenlere denir Aksakal Arslan yuvasına giremez çakal Oturaktan belli şahan diyorlar Konuşulmaz ağızdan bal akmadan Dert onulmaz çaresine bakmadan Gökyüzü gürlemez şimşek çakmadan Aş sabahın, iş sabahın diyorlar Yârdan ayrılanın sızısı dinmez Yürekten sevilen kapıya konmaz Taşıma su ile değirmen dönmez Tamahlık getirir ziyan diyorlar Salıyı görmeden gelmez çarşamba Gönül fethedemez her işi zorba Tekkeyi bekleyen içermiş çorba Ateş yoksa çıkmaz duman diyorlar Ödün vermemeli güzel Türkçeden Beslenmeli görüş arka bahçeden Bıkanı görmedim kelle paçadan Bal yiyenler bıkar baldan diyorlar En çetin sınavla akıl baş gelir Akiller elinden güzel iş gelir Uzaktan davulun sesi hoş gelir Beleş sirke tatlı baldan diyorlar Hak eden herkese verilir nota Gönül dostlarına konulmaz kota Bayır yerde biten bir tutam ota Deveyi attırır yardan diyorlar Sevginin hasıdır en büyük servet Sofrayı görenler edilir davet Biri yer birisi bakarsa şayet Kıyamete kopar ondan diyorlar Gidilmez peşinden çalım satanın Yanında olmalı hüzün tadanın Durmadıkça kalbi hasta yatanın Umut var çıkmayan candan diyorlar Güven olmaz asla kabadayıya Sevilene ikram gelmez sayıya Kız halaya çeker, oğlan dayıya Ölmüş eşek korkmaz kurttan diyorlar Cahilden uzak dur, alma kapına Misafir eyleme gönül yapına Zarar verir, keskin sirke küpüne Kendi bulur kendi eden diyorlar Namazdır bilene dinin direği Terk etmeli insan neme gereği Yufka olur emanetin yüreği Gideni aratır gelen diyorlar Dost ararsa yeter kullara Allah Delibal muhtaca etmez eyvallah Lidyalının aşkı olunca ilah Varsa pulun, herkes kulun diyorlar Celil ÇINKIR - DELİBAL |