KAYITLARDAN SİLİN ADIMI...Göğün lanetli tapınağı Bir lades sunuyor doğaya: Şen sesinde ölümlülerin bir armağan aslında Sahip olduğum yetilerim İlla ki yetim yüreğimin de mağduriyeti. Suçlandığım gün gibi aşikâr, mavi yürekli dev: Susam sokağında peşindeyim dökülen susamların Oysaki ne kuşum ne de bir kukla: Avazım kadar sustuğum değil mi ki öğretilen? Varlığımın verdiği ziyana da Minnettar olsun Tanrı: İçimdeki safiyet Aşka sunduğum bunca gözyaşı İnsanlığın nedameti Yüzdüğüm denizlerde bana hediye edilen bir lanet Oysaki ben aklımı bozduğum kadar rahmetin Dokusunda serili üzünçlerin yatılı misafiri. Ela gözlerinde yalnızlığın İçtiğim değil de hani; Derdest olduğum yüreklerin kumpası Elime verirken bohçamı Ve içinde şiirlerim Ve içinde yalnızlığım Ne gelinlik ne de kefen arzu ettiğim Bir damla huzur bir de sevgi Hani olur da bahşeder insanoğlu. Güleç yüzümde solan yapraklarımın mimarı İlla ki bakir yüreğimin açmayan çiçekleri: Benlik bir mizansen Göğe kanat takıp da uçmanın hayalleri: Devirdiğim şişelerce hüzün Metruk kentin elemi İçimi kıtladığım bir şiirde Elemin hâkimiyeti Bir de acımasızlığına şerh düştüğüm Cümle âlem koyamazken nefsini yere göğe Sunumu adeta İlahi acının D/okunulmazlığında yazdıklarımın Köhne hevesin bam teli Sınandığım nüfuslu kalabalığın Tanrı değil miydi hesap vermem gereken? Azıcık neşeme O bile sahip çıkamazken Kayıtlardan silin adımı Doğduğum günde kalan soyağacı Beylik bir hevesle kıramadığım zincirlerin de son halkası. |