Tebeşir Kırıkları
sosyolog bir arkadaşa...
Sırtıma vurulmuş Taşınmaz bir çantaydı İlkokullu yıllarım, Hayat bilgisi tezahüratlarıyla verdiğimiz Kümede kalma mücadelesi, Keşfinden eksikti kelimeler Yalancı renklerine bürünürdük Kokulu silgilerin. Fikrimce izdüşümüydü Ekvatorun Mütemadiyen kopardı kuşağı Siyah önlüğümün, Kolalı yakaların resmiyeti Keserdi boğazımı Mehteran adımlarıyla ilerlerdi Patates baskılı beslenme saatleri. Başına kazılıydı numaramız Konuşkanlar listesinin, Devleti temsilen Basardı sopayı Etine dolgun öğretmenim. -Yaşayasın Darwin Usta Koklaşarak da anlaşabilir Nihayetinde insan dediğin- Yeminler edilirdi Sabahın ağma saatleri Sevileceğine dair küçüklerin Ezbere bilirdik isimlerini Kömür parasını getirmeyen öğrencilerin. Kerat cetvelinin despotluğu kadar Üzmezdi bizi Tebeşir kırıklarını Satamadığımız hurdacılar -Dört senelerdir aynı dört Çarpanlarına ayırsak Güzellikle anlatsak da Değiştirmedi kendini- Sınırlıydı katkımız Bir kaç kedimerdiveniyle Güzel sanatlara -Ki çirkini muallaktadır hâlâ- Bir de resim derslerinde cankurtaran olurdu Cin Ali’nin çelimsiz vücudu ve fındık memeleri Ayşe’nin Başkalaşırdı ellerimde. Gerçi koymadılar karneye Şiir yazma yeteneğini Halliceydi içgüveyisinden yalnızca Kızların donunu görme kabiliyeti Onun da katkısı Seyrek düşer ortalamaya. Takdir-i, ilahi Tanrıdan alırdık Beş kuruş harcamadık çerçevelere Parolasız nöbetçi bir öğrenciydim Düşülmeliydi Geçer yazan diplomama Leblebi tozu satan ihtiyarın Gülümseyişi... Necip Güleçer |