SöyleşiŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Hayal penceresinde karşılaşma
Hüzün bulaşmış güzel gülüşüne
Eskiden hiçbir şey kalmamış tebessümünde. Candan özge can gibi bu şehir içimde gürül gürül uğultulu bir ses karışımı Sesler karışık Bir sen oluyor bütün sesler Ve bir ben kalıyorum yapayalnız bu şehrin kalabalıkları içinde bir ben, bir ben, bir de yalnız ben. Hayalime bile gelmenden korkuyorum artık. Korkuyorum, çünkü kalbin daha fazla dayanamayacak bu yokluğuna, bu yoksulluğuma.. Keşke bu gün hiç olmasaydı dün hep dün kalsaydı. Düne dair bir şey var içimde, bir sır. Her kesin bildiği ama kimsenin bilmediği bir sır. Keskin bir bıçağın ucu gibi batıyor göğsümün içine. Öyle acı veriyor ki dünüm, saplanan bıçak hafif kalır yanında. Biraz daha, biraz daha derin olsun biraz daha derine işlesin bu bıçak, koparsın bu sancılı geçmişi içimden Tıpkı ölümle pençeleşen, savaştan yaralı çıkmış asker kadar sancılıyım Bazı vakitler öyle derin hüzne kapılıyorumki bir türlü içinden çıkılamaz bir bulanıklık gözlerimde ve bütün bedenimi sarıyor bu durum. Hiç konuşmuyorsun artık, Diğerlerinin söyledikleride Yıldırım gibi düşüyor içime. Sen susuyorsun ben ölüyorum. |