KALDIRIM TAŞLARI
Boylu boyunca serilmişsiniz sokaklara.
Gelen ezer, giden çiğner sizleri. Senelerce çekersiniz onca eziyetleri… Yine de Ne sesiniz çıkar ne soluğunuz. Taştan yaratılmak mı Tek suçunuz? Yüz karası mıydınız çakıldınız yerlere? Nasıl dayandınız bunca yıl Sizi ezip geçenlere? Gelene “Buyur” diyorsunuz, “Güle güle” gidenlere. Sizin de diliniz vardır, Duygularınız da gizlidir belki gönlünüzde. Ne ile beslenir, neler yersiniz? Sizler de birbirinizi sever misiniz? Taş yürekleriniz nasıl dile getirir sevdaları? Sevgiliye uzanamadığında eliniz, Hiç kahrettiğiniz oldu mu? Ya hiç sevilmediğinizi düşünüp benim gibi, Yaradan’a dualar edip ağladınız mı? Hep gözyaşlarınıza benzetmişimdir kum tanelerini… Ayaklar altında aşınan yerleriniz, Yürekleriniz olmuştur benim gözümde. Üzülüp kahrolmuşumdur, Çaresiz, sessizce… Bazen de çiçekler görürüm ilkbaharlarda, Aranızdaki boşluktan süzülmüş mağrurca… Birbirinizin sevdasına yorarım masumca; Ya düğündür sizler arasında Ya da bir taş bebek getirdiniz dünyaya. Kime söylüyorum tüm bunları? Sizleri ezenlerin arasında ben de varım; Ama ne gelir ki elden? Sizler taş, ben se insanım… Üzülmeyin taş yaratılmışlığınıza… Benim de sizlerden Hiç farkım yok. Yok! İnanın. Fatma Çiçek (13) |
Duygular hisler ve anlatımlar su gibi.
aktığı bir zaman.işte o zamanın meyvesi olan.
eseri Kutluyorum ve
başarılarınızın devamını diliyorum.
Selam ve saygılarımla.