OZANIM
Ülküdaşım derken yürekten derdin
Yalansızdı lâfın sözün ozanım. Derdimiz senin de olurdu derdin Özümüzle birdi özün ozanım. Çekinmez susmazdın böyleydi huyun Sayende bozuldu her türlü oyun Zalimin zulmüne eğmezdin boyun Korkmazdın, karaydı gözün ozanım Selâmeti için kutsal vatanın Ârif’çe olurdu tespitin, tanın Aklımdan çıkmıyor hiçbir destânın Gözümün önünde yüzün ozanım. Ülkü ateşini yakıp küllerden Yeniden can verdin gurbet ellerden Yazdığın destanlar düşmez dillerden Ölsen bile susmaz sazın ozanım. Sendin bu dâvânın pervasız dili Gönlünde çağlardı bir ülkü seli Birçokları etmez saçının teli Tonlardan ağırdı tozun ozanım. İyiyi kötüyü hemen sezerdin Kavgadan ne korkar ne de bezerdin İl il ocak ocak durmaz gezerdin Silinmez gönülden izin ozanım Türk illerinde hep duyuldu ünün Bir ülkü peşinde geçti her günün Ne çilen tükendi ne de sürgünün Ne kadar karaymış yazın ozanım. Destanın, şiirin, türkün baş tâcı Ülkücü ruhumun sendin ilacı 4 Nisan benzeri onmaz bir acı Dinmiyor içimde sızın ozanım. Öyle çok üzgünüm; canım yanıyor Zor Ozan Ârif’ im anlatması zor Bilsen nasıl ateş, bilsen nasıl kor Gönlümüz gam keder hüzün ozanım. Bilirim ne yazsam eksik tarifim Ozanım, ârifim, Ozan Ârif’im.... Hasan Hüseyin Yılmaz |
Selamlar.