Nurullah 2
Bir fırtına ya da bir ’İç’in incinmesinin uyanışı gibisin her seferinde.
Sanki kabuğundan uzanıp da yüzünü yüzüme getirip buradayım dermiş gibi geliyor bana hissettirdiklerin. Kimisi ihtiras ateş ve yangın gibi. Kimisi ise sahiden de duygularının dik bir şekilde değil de yumuşak ya da yıllardır beklediğimiz bir sır gibi. Zayif biri gibi gelmedin bana hiç. Öyle hissetmedim . Seni belki de koyduğum barınağında ekmekle suyla ... Ama sadece ekmekle suyla beslediğim dergâhımda hep en üstteydin. Zayıfsan da zayıflığın bile yüceydi. Öyle hissettim. Bir kabuk içindeki heyecan gibisin. Sadece kabuk genişleyecek sen acı cekeceksin , sığmayacak ve tasacaksın gibiydin... Sen çok özelsin! Hiç bitmeyeceksin. Cehalet mi dedin? Olsun cehalet bazı yerde bitmemeyi ya da eskimemeyi de temsil edebilir... Yani öyle denebilir. Bazen sorun oluyor içimde , Topluma uyum sağlama açısından. Sen bu açıyı ve bu açıların iç toplamını bilirsin! İşte belki de bu açılar yüzünden uyumsuz oluyorum bazen. Olabilir. Yaşamıyor da olabilirim yani kendime yaşamıyor da sayılabilirim. Arzzuuu |