Gözlerinin arasına gömsünler beni
Ağladığında acısını hissedebileyim
Azıcık aşağıya yanakların mezar taşım olsun
gamzelerine gömsünler beni
Gözyaşlarınla sulansın toprağım

İki kolumdan tutup getirsinler yanına
Kelepçelesinler beni kalbine
Evine hapsedileyim sana bakayım
Bir dediğini iki etmeyen cinsten

Dereler kaçmaya mani
Yollar gökgürültüsü misali
Sinirlenmen bozmuş olabilir
Gidemiyorum.

Omuzların uçsuz bucaksız tarla misali
Başını omzuma koyduğunda
Gezdireyim elimi
Teselli etmek için.

Kalbin mahsüle hazır ekin tarlası
Hasatının bol ürün olsun
Ay yüzlüm gözlerin üzüm tanesi
Boyun servi gibi
Ömrün çınar ağacı olsun.

Uçsuz bucaksız kırlarda yürüme hayaline eş
Gündoğumuna gebe hayalimize
Ortamızda küçücük bir çocuk
Ve sonsuzluğa yürüyen mutlu aile tablosu


Uzak diyarlardan geldim
Gözyaşların susuzluğumu
Sesin yorgunluğumu dindirsin
Gözlerin soluklanma durağı
Göğsün uyumak için saray

Ellerin nasır tutmuş
Tıpkı anneler gibi


Sana varabilmek için
Mecnun olup
çöllere düşmeye
Kerem olup
yanmaya
Ferhat olup dağları delmeye
Bunların hepsini göze almışım

Uğrunda yanmaya
Anadolu olmaya
Mazisinde bir ömür sevdalık olanları
Kalbimde imza misali taşıyıp gelmişim