Gözlerde ayrılık
Kalpte soğukluk
Dilde susmak
Boyunu eğmek

Bakmakla yükümlü olmak
Yükümlü olmak istememek
Sözü tutmak isteyip tutamamak
Hepsi bir nedenin gerekçesi

Çökelek gibi yoğur bizi teyze
Ekmeğin olmazsa olmazı maya gibi beklet bizi
Askıda ekmekle aileyi doyuran bir babayı
Alem onda onda alem

Hidayet hep dini bir motif midir ?
Onun dışına çıkamaz mı ?
Takdiri ilahi derken
Tevekkül edip bırakılmak mı ?

Sözler kulaktan geçip
kalbe gitmek için
damardan geçmiyor
Bir yere gidiyor takılı kalıyor
Ferman buyrulsa tez zamanda gider amma
Onun bir bildiği yerine
Beklediği bir şey var

Damlara yağmur suları birikmiş
Tavan akıyor hey Allah’ım
Kış günü köyde damını lolayan bir köylü amcayı
Bir de merak edip ona bakan teyzeyi

Dünya birbirini tamamlamadan işlevini yere getiremezler gezegeni
İlla bir iş tutan olacak
Bir el yardım mahiyetinde uzanacak

De artık bekletme
Sende uzat elini

Parmaklıklar ardında bakan gözlere
Kapı kilidinde özgürlük arayanlara
Onu aramak için yanıp tutuşanlara
İstediğini verir yaradan

Hilekar tavırlar,cin gözler
Oynaş diye tabir edilen
erkeğe ve kadına sirayet eden fiil
Az adam kandırmadı


Şükretme vakti geldi çattı
Gözler kapanacak sevdiğim
Sol yanıma küskünüm bu gece
Yağmur damlaları inerken yere
Sanki her damlası kurşun bana

Yıldırım çakacak birazdan sevdiğim
Arza indiğinde o korkutucu an olur Ya
İşte bana seni hatırlatırmış meğer.
Korktuğunda sarılacağın kollarım misali.

Sonbaharı severmişsin ey sevdiğim
Dallarımı kırman yetmemiş gibi
Yapraklarımı neden tepeledin ?
Aşk oduyla yanması gerekirken
Sen onları neden çamur ettin ?

Ey sevdiğim
Boyunu posunu endamını es geç
Gözlerine köle ettiğin bakışlım

Ey sevdiğim
Yağmur daneleri arza düşerken
Sana ve bana yani sen ben iklimine
Rahmet olarak sevinç olarak yağsın

O daneler arza düştüğünde
Sen ben iklimine yani sana ve bana
Mermi yerine değil de gül olarak yağsa
O da dikensiz ?

Geceyi sabah etmenin
Sabahı gece etmenin seyrinde
Şafakları bile unutan asker gibi
Şu şafakları bitirmemiz geldi de çattı artık.