SENİN Kİ DE SEVDA MI
Senin ki de sevda mı ?
Sen ki sevda görmedin ! Ne çöl kumu rengindedir gündüzüm, Ne de kömür karasıdır geceler… Ne hançer, ne kurşun yarası. İki hilal arası “Bakışına ram olan, Bir gülüş, bir bakıştır bedendeki bu yara” Aha şura. Sol göğsümün üstündedir yarası. Son seferine çıkıyorken yelkenli, İskenderiye fenerinden el sallayan biri var. Babil’in en görkemli dönemlerinde, Zigurat’ın 7.katındaki sevgili. Kil tabletlere adını yazdığım güzel. Kongo havzasının yeşili. Okyanus mavisinin bakışlarındaki gizemi. Ne “Eftelya”’nın mermer saraylardaki salınışı, Ne de Yunan Tanrıçası Hera’nın, Can alıcı gözleri. Ne “Aslı”’nın ateşinden yanan “Kerem”’im ben, Ne de çöllerde “Leyla”’sını arayan”Kays”. Bende ki ! Evet bende ki !... Bir gülüşe,bir bakışa râm olan bir yürek. Ben, Evet ben ! “Şirin” için dağlar delen “Ferhat”’da değilim bilesin. Ben ! tertemiz duygularla, Sadece seni, Sadece seni seven bir aşık. Yüreğinden seven, Ciğerinden seven ben... Adam gibi seven, Vatan gibi seven, Bayrak gibi sevdim, seni ben… Şunu bil ki : Bir hevesti seninki si. Kendini aşık zannederken, Oysa bir alışkanlık tı bu; Hiç yaşanmaması gereken. Alıştın ! Nikotin gibi işledi damarlarına. Vazgeçemedin. Ve vazgeçilmezin oldu sonra da… Acı çeksen de , Bunun sevda olmadığını bile bile ! Bırakamadın sigara misali, Fırlatıp atamadın bir kenara, Atamayacaksın da !... Evet şimdi sen ; Bir tiryakinin sigarıyı her kül tablasına basışında, Bırakıyorum seni dediği gibi , Deneyeceksin !.. Bir tatlı söz,yeniden vazgeçilmezin yapacak bilesin. Kan revan içinde kalsa da yüreğin, Acılarda etkilemeyecek eskisi gibi… Bağımlılık yapacak ! …ve sen ; Her gün iç,çeke çeke sürdüreceksin bu ilişkiyi !... Ne orta çağ kahinleri, Ne de karşına çıkan sevdalı bir yürek, Çeviremeyecek, seni yolundan. Bende diyorum ki: “İnsanın kendine yaptığını kimse yapamazmış” Çünkü : “ sen sevdayı görmedin, Sevildiğin bilmedin, Sevmeyi de bilmedin, Ağla şimdi haline ! Al sevdanı vur başını taşlara… Sadık Dağdeviren Aşık Lüzumsuz |