Geceye Elveda
Kül rengi bulutlar uzanıyor semada
Ölüm sessizliği sarmış dört bir yanda Esir almış tüm ruhları gaddar bir kasved Boyamış tüm şehri katran karası bir esved Âlem-i beşer bir beşaret bekler şafakta Efkâr-ı fukara dertli dertli dolaşır sokakta Bitab vicdanlar hicranla gözler kenar-ı asmanı Gecenin zulmü hapsetmiş bile seyl-i zamanı! Ağlayın ey gözlerim ağlayın artık! Gelmedi semadan bir türlü aydınlık! Gel ey gül bahçemizin bülbül-ü handanı Gel yüreğimizin ümidi, tek dermanı Gel bağışla bize o mahmur saadeti Gel nurunla dağıt şu hava-i zulmeti! Leb-i hadraya ulaşır mı sessiz nefesimiz Duyulur mu daire-i âfâktan hevessiz sesimiz? Biçare nidalarımıza nazik bir cevap gibi Şafakta şems misali hayal belirir bir serap gibi Göğe uzanan o selvi minareler Saplanırlar fecr-i sadığa birer birer! Yavaş yavaş değişir kara çehresi semanın, Aheste arzı başlar beklenen mihmanın! Elveda gece karanlığına elveda! Ağaran ufuklarda bir tatlı seda! Duydukça o sedayı derin derin içimiz Aydınlandı gönlümüz ve bilincimiz Yırtılıyordu artık zulmet perde perde Yeni bir gün, kim bilir nelere gebe? Merhaba sonsuzluk kervanı, merhaba! Eserken üzerimize serin serin bad-ı saba, Merhaba sonsuzluk kervanı, yine merhaba… |