VARLIĞIN HAKÎKATİŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Tasavvufî bakış açısıyla ’varlık’ problemi ele alınmaya çalışılmıştır.
Yıllarca seyyah olup âlemi gezdi Varlığı anlamaktı derdi Sezmedi değil bir şeyler de sezdi Lakin her fani gibi bir gün o da döşeği serdi Derler ya! Çıkmaz canda umut var Dedi, Tanrım! Yaşlı bedenim için beklemiyorum kâr Biliyorsun ne çok sualim var Kimsede olmadı yar Göklerin abidliği Bilemedi hayal mi yoksa rüya Boşlukta bir seyyare idi güya Kulağına takıldı bir ses Gökteydi ve güneş veriyordu ders Gezegenler dünya toplanmıştı bir araya Derslik de benziyordu yıldızlı bir semaya ‘Ey vefalı dostlar!’ dedi güneş Yoktu âlemde ona bir eş ‘Varlık nedir?’ bir cevap verin Âdemin müşkülünü giderin Dünya dedi: ‘Varlık, Tanrı’nın kelâmı Şu mübarek insana bir selâmı. Bakmaz mı insan bize, biz olduk abîd Elif, Be, Te… gibi manamız sabit Her ne işimiz var o taat Evvelimiz ve ahirimiz saadet Her birimiz Hakk’ın kelâmı Kimse bilmedi ne yazdı Tanrı kalemi! İlmin dışta vücut adını alması Âdem nida etti ki geçmek olmaz bu faslı! Yokluk mu hiçlik mi nedir varlığın aslı? Güneş tebessümle âdeme baktı Âdemin içine bir ışık aktı Varlıktan öncesi varlıktır yine Anlamak istersen nazar kıl ilmine Tanrı ilminde sîret idin giydirdi sûret Cümle mahlûkât sen gibi kelâm-ı kudret Nefsine bak ki ‘Kalbin’ gaybın oldu Şuhudunla bir âlem kuruldu! Güneş dünyanın imarını gösterdi ‘Her ne ki var âdem yaptı’ dedi. İlmini irade ve kudretle dünya kıldı İnsan ki kendini bildi Tanrıyı bildi! Âdemin ikrarı Âdem yorgun gözlerini açtı Gördüğü rüyaya şaştı Dedi: Güneş bugün ne güzel ışık saçtı. İnsansın madem Korkma ey âdem! Değişir ismin vasfın Bâkidir hakîkatin. M.Talât Uzunyaylalı |