BENİM BULUŞUMDünyadaki bütün seslerin titreşimleri, Havada dolanırmış, bir ileri bir geri... Bir alet icat edilse, bunları dinlemek Mümkünmüş; ayrıca bir kasete kaydederek. Boşuna uğraşılmasın, benimdir bu buluş, Sesleri kaydettim, kimler bakın ne konuşmuş? Kalu! Dediler ki! Çok büyük bir uğultu var, Tam da seçilemiyor, kimler “bela!”diyorlar. “Ademe secde ediniz!”bir ilahi buyruk, Şeytanın sesi bu, “hayır!” diyor, dim dik kuyruk. Peygamberler tebliğ ediyorlar, açık açık, İnsanların cevabı seçilmiyor, bulanık. Nuh’un sesi, müminleri gemiye çağıran, Bu da oğlu olmalı, “hayır!”diye bağıran. Sonra bir boşluk, çağlayan gibi su sesleri, Müminlerin gemide şükreden nefesleri. Salih’in feryadı, “deveye kıymayın!” diye, “Allah’tan korkun, o size verilmiş hediye!” Kimi Peygamber şehit edilmiş, “ah!”ı belli, Bu da helak olanların çığlığı besbelli. İsrailoğulları! Nasıl bir kavimsiniz, Kaç resule kıydınız, şimdi de zalimsiniz? Bir ateş hışırtısı, nasıl da gür çıkıyor? İbrahim’in dışında ne atsalar yakıyor. Musa “haydin!”diyor, kavmini peşine takmış, Firavun boğuluyor, ciğerine su akmış. Bakın bu da Meryem’in ağlamaklı sesleri, “Hurra!” Diye bağıranlar da bir gurup serseri. Bu da Ebucehil’dir, güneşe küfrediyor, Yüce Peygamber, felakete de şükrediyor. Bunlar, Muhammed’in insanlığa öğütleri, Tekrar tekrar dinleyelim, bantı alıp geri. Zannetme, sesler söylenmiş ama kaybedilmiş, İyi kötü bütün sesler, banta kaydedilmiş. Peygamberlerimize salat ve selam olsun, Zalimler hak ettiklerini Allah’tan bulsun. 26.05.2004 |