VEDA
Bırakıp gideceğim bu şehri bir gün
Neyi varsa bende unutacağım Modanın çınarları, Salınır vapurları Sokak kedileri bilir sadece Sırnaşmak nedir Nasıl arkadaş bulunur Kadıköy’den Karaköy’e Yedi buçuk vapuru nasıl doludur Cıvıl cıvıl kolejliler Kimse bilmez neden Her zaman alt kattadır. Bir garip zanaat okulu öğrencisi Onlara imrenmekte Çaktırmadan onlara bakmaktadır İşportacıların efendisi ’Burhan Pazarlama’ Köşe kapmaca oynamakta Bir cüzdan alırsan eğer Şu gördüğünüz kalem Şu cetvel, silgi, defter Hediyesi olmaktadır. İstanbul henüz hoyrat değil İnsanlar hoş, şehir hoş Gönüller geniş, caddeler boş Zaman isteksizce akmaktadır. Üç film birden sinemalar Kesintisiz ‘Parçala Behçet’ oynatmakta Sokak gösterileri, coşturmakta Marşlar sarhoş etmektedir Ne masumduk oysa biz Ne saf ne kanaatkardık Aldandık, kandırıldık Yetmedi hapsedildik Bir nesil böyle heder Bırakıp gideceğim seni İstanbul İstemiyorum izim kalmasın Ne kimse sorsun beni Ne kimse aramasın Kahrolayım dönersem Kahretsin ararsam seni Gök Tengri çarpsın beni Tövbe özlersem eğer Ö. Hikmet Beykoz, Şubat 2019 |