BULAMADIM KAFAYI
Bu akşam içiyorum:
Derdim yok, Keyfim de var sayılmaz, Ancak rakı’ya da güvenmiyorum, Eskisi gibi değil, Kafayı buldumuyor... Şu an üçüncü dubledeyim, Hehüz tık yok... Müziği açtım inceden çalıyor... Cengiz Özkan: "Yayladan gel kömür gözlüm diyor", Yüreğimi inceden alıyor... Dördüncüyü doldurdum; Bilmiyorum kaçıncı da dururum, Belki yedi, Belki sekiz, Belki de şişenin dibini bulurum, Belki de arada uykular dururum, Bilmiyorum işte; Kaçıncı da kafayı bulurum... İçimden de öyle bir, Türkü söylemek geliyor ki; Sazı alacağım da elime, Çalarken söyleyemiyorum, Yani hem çalıp hem söyleyemiyorum, Çıplak sesle de olmuyor ki; sazsız... Ah keşke bir saz çalan olsaydı yanımda, Beraber çalar söylerdik, Arada kadehleri tokuşturur, Biraz da muhabbet ederdik... Neyse; Dördüncüyü yuvarlayım da, Beşinciye yol olsun, Belki altıncıda bulurum kafayı... Al işte; Şimdide bir şiir düştü, Çalan müziğin ardından, Kendi ses kayıdımdan, Nereden düştü ki bu, Ne güzel müzik çalıyordu... Bak işte bam telime basıyor, Kendi kendine bam teline basmak, Bu olsa gerek... Neyse fazla uzatmadan, Kısa bir şiirle bitireyim. Bak bu gün de bitti Yine akşam oldu Zaman geçip gidiyor Ben seni düşünürken Kendimden geçerken Sen benden geçiyorsun Rüstem Bingöl (48.K) |