İmdat
Bir kere olsun bakabilseydim gözlerine
cenneti saklayan dudaklarını terk etseydi bi kere olsun adım nefesini hissetseydim... ya da bir an dahi aklına düşseydi varlığım feda ederdim bütün yağmur seslerini toprağın kokusunu ilkbaharın renklerini feda ederdim yazın serinliğini sonbaharın hüznünü kışın güneşini. Göğsümde göğü delebilecek bir çığlık paramparça içim an olur boğazıma dayanır bir avuç cam parçası yutkunurum sessizlik yoksa dünyayı boğarım zemheridir sol yanım gayrı meşru düş olursun alev alev yağmur ve sensizlik çatı katında çamur ve karanlık kapı eşiğinde gecenin zifirinde kala kaldım koşmak geliyor içimden gecelerimi alıp sana gelmek bir ben var bu dünyada duymadığın görmediğin bilmediğin. Bütün uykusuz hüzünlerimi feda ederdim. Cahildir haykırışlarım, çığlıklarım bir avuç cam parçası ve sen bir varmış bir yokmuş kadar uzağımdasın |