Hani?Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Benim babam 1927 doğumlu, okula gitmemiş. Okumayı yazmayı dağlarda çobanlık ederken bilenlerden taşların üzerine yazarak öğrenmiş. Askerlik yaptığı Istanbuldan bir bavul dolusu kitap ile dönmüş köye. Sonrada sonrada köylere kadar gelen seyyar kitapçılardan da kitaplar alarak zamanına göre bir küçük kitaplık oluşturmuş. Bu kitaplığı meraklılarına da açmış.
Köyümüzde işin gücün olmadığı kış günlerinde köylülerin oturup sohbet ettikleri köy odalarından zaman zaman birisini gönderirlerler; "-Abduraman bir kitap versin de okuyalım" diye. Gönderilen kişi evimize gelir babamda bir kitap verirdi. Bazen okuyacak biri yoksa abimlerden birini de okuması için köy odasına gönderirdi. İşte bu şiirin hikayesi aldı o günlere götürdü. Ben yazdığım şiirlerimi önce babama okurum. Sonra sorarım. "-Olmuş mu? " Babam başını sallar. "-Eh işte" der. İşte böyle bir günde. Babama şiir nasıl olmalı diye sorunca. Onun doğaçlama söylediği dizelerden benim not alabildiklerim bunlar. Babama ait Hani? şiiri işte böyle doğdu. Babamın ve bütün babların ellerinden öperim.
Kayıp ettik ataları,
Düşünürsek öteleri, Kabir alay kıtaları, Sevk eyledik gelen hani? Biz kırklardan içtik dolu, Haz etmeyiz dünya malı, Mezarlıklar diken çalı, Başka malı olan hani? Kabir evi hep kapalı, Kabul eder kör- topalı, Zebani eli sopalı, Vara yoğa gülen hani? Yavru ceylan ana ceylan, Dünya yalan hakka bağlan, Aldatmasın her dem şeytan, Doğanlardan kalan hani? Cahilim bilidiğim yoktur, Günahkara azap çoktur, Buna çare bulmaz doktor, Derde derman bulan hani? Evliyalar katar katar, Hak emreder onlar yapar, Kabrinde baykuşlar öter, Uçuracak kolun hani? El hakkını yedik bizde, Şahit buna ayak dizde, Gördük derse kulak gözde, Yalan yoktur bilen hani? Duman sarar dağı, taşı, Rızık bulur kurdu kuşu Dolaşsan ayı güneşi, Gidenlerden gelen hani? Gönül yeter yorulurlar, Akan sular durulurlar, Hak emreder dirilirler, Hak emrini bilen hani? Mahşer mizanı kurulur, Hukuklar orda sorulur, Ölenler bir gün dirilir, Hak emrini bilen hani? Emanettir oğlun kızın, Toprak dola kulak gözün, Sen ölürsün kalır sözün, İyi sözü bilen hani? Ölüm geçit kabir kaza, Bu can emanettir bize, Ömür bitti yaza yaza, Bir nasihat alan hani? El hakkını yeme sakın, Ölüm bize her an yakın, Mükafatı haktan bakın, Hak emrini bilen hani? Akıl vermiş fikir eyle, Hak yolunda zikir eyle, Yaradana şükür eyle, Demi devran süren hani? Evler yuva bizler kuşu, Adem ata havva eşi, Zikir eder kesik başı, Ayak gövde kolu hani? Allah sever kullarını, Bilir cahil hallerini Yalan bilmez dillerini, Şakrak bülbül dilin hani? Ruhun Cennet, beden gülü, Kur’an her kitaptan ulu, Veysel çölde gütmüş malı, Veyse nerdel dili hani? Üryan doğduk neler verdi, Kitabında neler derdi, İmam döker, hoca yürdü, Ölümünü bilen hani? Secde eder dağlar taşlar, Yapraklı, kuru ağaçlar, Farz eyledi yoktur beşler, Beş vakiti kılan hani? Camisi yok çoktur hoca, Gündüzü yok her gün gece, Ateş yaksan yoktur baca, Kabirleri bilen hani? Ölüm ile uyananın Kefen gömlek giyinenin Mallarıyla övünenin Evlatları evi hani? 03.12.2007/Abdurrahman İŞLER (Babam böyle diyor ben arada elçiyim. Elçiye zeval olmaz.) |