O İLE İLGİLİ AÇIKLAMAM
O
Şair Adı: Osman Kılıçkıran Şiir Başlığı: O Şiir Metni: O buna göre ay yıldız hayvan puttur O ona göre ışın ve maddedeki şuurdur O şuna göre ideal varlığun durumudur O sana göre başarmaktan duyulan huzurdur O bana göre cansızla dirinin nurla ateşin durgunla hareketlinin okumamışla bilginin saygınla değersizin uyumluyla anarşistin bahtiyarla çaresizin hoşlukla çirkinin kederle neşenin fakirle zenginin eliaçıkla pintinin sabırla öfkenin kabayla narinin yumuşakla sertin acımasızla sevecenin maharetliyle beceriksizin düşenle yükselenin kötümserle iyimserin duygusalla hisizin istemke tiksintinin eziyetle lezzetin verimsizle bereketin temizle pisin hürlükle esaretin fikrisabitle mutedilin zulümle adaletin korkuyla cesaretin atılganla çekingenin yiğitle döneğin yenilgiyle galibiyetin seçenle çekimserin boşlukla galeksinin Cennetle Cehennemin yaratıcısı Allahtır O O buna göre ateş yıldız hayvan puttur O ona göre ışın ve maddedeki şuurdur O şuna göre ideal varlığın durumudur O şuna göre başarmaktan duyulan mutluluktur O bana göre cansızls dirinin nurla ateşin pasifle aktifin cahille alimin muteberle adinin uyumluyla asinin mutluyla biçarenin hoşlukla çirkinin kederle neşenin fakirle zenginin cömertle cimrinin sabırla öfkenin hödükle naziğin yumuşakla sertin gaddarla şefkatlinin maharetliyle beceriksizin düşenle yükselenin bedbinle iyimserin duygusalla hissizin arzuyla nefretin azapla lezzetin verimsizle bereketin temizle pisin hürlükle esaretin saplantıyla itidalin zulümle esaretin korkuyla cesaretin atılganla çekingenin bahadırla kalleşin yenilgiyle zaferin seçenle çekimserin boşlukla galeksinin Cennetle Cehennemin yaratıcısı Gafurdur Osman Kılıçkıran Şiirin Hikayesi Osman Kılıçkıran "O" başlıklı şiiri, "O’ nu Hatırla" ile birlikte okursanız daha kolay anlayabilirsiniz. O ile ben, Kur’ an- ı Kerim’in tanımladığı Allah’ ı kastediyorum. Ama çok sayıda değişik özellikler taşıyan yaratıcı olduğu iddia edilenlere inananlar da mevcut. Şiirde geçen ’ızdırapla-lezzetin’, ’ sevgiyle- tiksintinin’ , ’ faydalıyla- zararlının’, ’ yiğitle- kalleşin’ gibi ifadeler çelişki gibi görülebilir. Ama bunların hepsinin yaşanan birer hakikat olduğunu biliyoruz. Allah insanı özenerek yaratmış. İnsana hiçbir canlıya vermediği kendi ruhunu üflemiş. Bu nedenle de cinlerden, meleklerden ve şeytandan üstün kılmıştır. Şeytana insana secde etmesini söylemiş, şeytan beni ateşten onu (topraktan) balçıktan yarattın, ben ona secde etmem ( bir yoruma göre secde, tapınmak anlamında değil, reverans dedikleri saygıyla eğilme diz kırma anlamındadır) demiştir. Allah insanı yarattıktan sonra başıboş bırakmamış, ona doğru ile yanlışı, zararlı ile faydalıyı da öğretmeye çalışmıştır. İnsanoğlu başlangıçta kısa bir ömür sürmekteydi. Tabiatla mücadele edip hayatta kalmaya çalışıyordu. Bazı şeyleri öğrenmesi güç ve zor oldu. Taşları tahtalara geçirip keser, kazma, zıpkın gibi şeyler yapmayı yüzlerce sene sonra öğrenebildi. Allah insanlara yol göstermek için kitaplar ve onların içindeki bilgileri uygulamalı olarak öğretmesi için de peygamberler gönderdi Akıl gibi bir nimete sahip olduğu için, insanların bir kısmı gönderilenlere inandı, bir kısmıysa inanmadı. Hz. İbrahim önce ayı, yıldızı, güneşi tanrı olrak düşündü. Onların batıp gittiklerini görünce caydı. Kendini bile balta darbelerinden koruyamayan putların da yaratıcı olamayacağına karar verdi. Sonunda yaratılmışların hiçbirine benzemeyen, zaman ve mekanının ötesindeki Allah’ ı tanıdı, kabullendi. Aradan binlerce yıl geçti 2017 ’ lerde bile ateşe, hayvana, insana(puta) tapanlar mevcut. Allah yarattığı şeylerde bir intizamın olduğunu söylüyor. Allah melekleri yani ratmış ; onlar günah işlemeyen varlıklar, şeytansa hep kötülük yapan ve yaptıran bir özellik taşıyor. İnsan akıl sahibi olduğu için tercih etme avantajına sahip. İsterse iyi, isterse kötü olabiliyor. Allah’ ın tavsiyelerine isterse uyuyor, istemezse uymuyor. Eğer iyi, doğru ve adaletten yana olursa yükseliyor, tersi olursa hayvanlardan bile aşağı düzeye düşüyor. Allah insana verdiği aklı olumlu yönde kullanmasını istiyor. Kullanmama ihtimali olduğu için de, ödül- ceza sistemi getiriyor. İyi, doğru ve adili bildiği halde, kötü, yanlış ve zalimliği tercih edeni cehenneme gönderiyor. Allah kitabında bu dünyanın geçici olduğunu esas hayatın öldükten sonra başlayıp , sonsuza kadar devam edeceğini vurguluyor. İnsanları bilmediklerinden değil, bildiklerinden sorumlu tutuyor. Bir sınav yeri olan dünyada insan sonsuz hayatının rotasını bizzat kendi belirliyor. İşte bu doğrultuya uygun düşen olumlu ve olumsuz şeyleri yaratıyor. Bu husus aynı zamanda İslamın beş şartından biridir. Müslüman ’ hayır ve şerrin Allah’ tan geldiğine ’ inanmak durumundadır. Bu dünyada yaşamak için, yemek, içmek, nefes almak zorundayız. İnsan vücudu varlığın ı sürdürmek için Allah’ ın insanlara faydalı olsun diye yarattığı bitki ve hayvanlardan yararlanır. Yiyip içtiklerinin faydalı olan kısmını alır, organlara dağıtır, faydasızları zararlıları dışkı olarak dışarı atar. Menekşeler , lavantalar, güller güzel kokar amma dışkı çirkin kokar Neden? Çünkü sıvısında olmasa bile katısında çok mikrop vardır. (Dışkılar güzel koksaydı, belki onu evlerde saklar ve kullanırdık) . Allah insanları, dışkıdan yani mikroplardan uzak durmalarını sağlamak için, namaz kılarken üstünüze dikkat edin, dışkı bulaşmış olmasın diye tedbir almaya sevketmiştir. Hayvanlar aleminde de denge vardır. Bazı hayvanlar çok fazla çoğalırlar. Başka bir hayvanda onların 20-25 binini tek başına yer. Balıkları örnek olarak gösterebiliriz. Yılan tehlikelidir ama akrepten korkar. Onu görünce hareketsiz kalır. Ama akrebi de başka bir hayvan korkutur. O hayvanı görünce akrep hareketsiz kalır, o da akrebe yaklaşıp beynini yer. O başlıklı şiirde sıralanan özelliklerin hepsini, Allah’ın bir sebebe dayalı olarak yarattığını vurguluyoruz. İnsanların karamsar olmamaları için de Allah’ ın sıfatlarından GAFUR kelimesini kullandım.( Allahın affediciliğini hatırlatıyor.) Yani Gafur, Rab, Hak derken şirke girmiş olmayız. Yaratıcı, kişiye göre değişse de, tektir. 3-4 tane yaratıcı olduğunu varsayalım. Mesela, bunlar insan beynini paylaşmış olsunlar. İnsan beyni dakikada milyarlarca işlem yapmaktadır ve bu işlemler uyum halinde yürümektedir. İnsan beyni 4 ayrı programa göre çalışsa, bütün organlar birbirine girer. Halbuki bir profesör cerrahın tespitine göre, beyinde bulunan 100 milyar civarındaki nöron arasında iletişim ve uyum vardır. Eğer nöronların birkaçı arasında uyumsuzluk olursa beyin kanaması, epilepsi gibi hastalıklar meydana gelmektedir. Aynı şey makro- kosmosda yani, evrende de geçerlidir. 4 ayrı plan/ yazılım bütün uzayı birbiriyle çarpıştırabilir. Çekim güçleri içinden çıkılamaz hale gelebilir. Bunu çoğaltabiliriz. Biz güneşe insanı yaşatacak kadar uzak veya yakınız. Dünyanın dönüşü eğimi vs. yine aynı şekilde. Değişik yazılımlar dünyayı yaşanamaz hale getirebilir. Bu ve benzeri nedenlerle, ’O’ diye ifade ettiğim yaratıcı tektir. Bunu kabul etmeyen birkaç milyar insan olsa bile. |
Anasayfa
Şiirler
Yazılar
Kitap
Forumlar
Nedir?
Müzik
Online Üyeler
Osman Kılıçkıran
"O" başlıklı şiiri, "O’ nu Hatırla" ile birlikte okursanız daha kolay anlayabilirsiniz. O ile ben, Kur’ an- ı Kerim’in tanımladığı Allah’ ı kastediyorum. Ama çok sayıda değişik özellikler taşıyan yaratıcı olduğu iddia edilenlere inananlar da mevcut.
Şiirde geçen ’ızdırapla-lezzetin’, ’ sevgiyle- tiksintinin’ , ’ faydalıyla- zararlının’, ’ yiğitle- kalleşin’ gibi ifadeler çelişki gibi görülebilir. Ama bunların hepsinin yaşanan birer hakikat olduğunu biliyoruz.
Allah insanı özenerek yaratmış. İnsana hiçbir canlıya vermediği kendi ruhunu üflemiş. Bu nedenle de cinlerden, meleklerden ve şeytandan üstün kılmıştır. Şeytana insana secde etmesini söylemiş, şeytan beni ateşten onu (topraktan) balıktan yarattın, ben ona secde etmem demiştir.
Allah insanı yarattıktan sonra başıboş bırakmamış, ona doğru ile yanlışı, zararlı ile faydalıyı da öğretmeye çalışmıştır. İnsanoğlu başlangıçta kısa bir ömür sürmekteydi. Tabiatla mücadele edip hayatta kalmaya çalışıyordu. Bazı şeyleri öğrenmesi güç ve zor oldu. Taşları tahtalara geçirip keser, kazma, zıpkın gibi şeyler yapmayı yüzlerce sene sonra öğrenebildi. Allah insanlara yol göstermek için kitaplar ve onların içindeki bilgileri uygulamalı olarak öğretmesi için de peygamberler gönderdi
Akıl gibi bir nimete sahip olduğu için, insanların bir kısmı gönderilenlere inandı, bir kısmıysa inanmadı. Hz. İbrahim önce ayı, yıldızı, güneşi tanrı olrak düşündü. Onların batıp gittiklerini görünce caydı. Kendini bile balta darbelerinden koruyamayan putların da yaratıcı olamayacağına karar verdi. Sonunda yaratılmışların hiçbirine benzemeyen, zaman ve mekanının ötesindeki Allah’ ı tanıdı, kabullendi. Aradan binlerce yıl geçti 2017 ’ lerde bile ateşe, hayvana, insana(puta) tapanlar mevcut.
Allah yarattığı şeylerde bir intizamın olduğunu söylüyor. Allah melekleri yaratmış ; onlar günah işlemeyen varlıklar, şeytansa hep kötülük yapan ve yaptıran bir özellik taşıyor. İnsan akıl sahibi olduğu için tercih etme avantajına sahip. İsterse iyi, isterse kötü olabiliyor. Allah’ ın tavsiyelerine isterse uyuyor, istemezse uymuyor. Eğer iyi, doğru ve adaletten yana olursa yükseliyor, tersi olursa hayvanlardan bile aşağı düzeye düşüyor. Allah insana verdiği aklı olumlu yönde kullanmasını istiyor. Kullanmama ihtimali olduğu için de, ödül- ceza sistemi getiriyor. İyi, doğru ve adili bildiği halde, kötü, yanlış ve zalimliği tercih edeni cehenneme gönderiyor. Allah kitabında bu dünyanın geçici olduğunu esas hayatın öldükten sonra başlayıp , sonsuza kadar devam edeceğini vurguluyor. İnsanları bilmediklerinden değil, bildiklerinden sorumlu tutuyor. Bir sınav yeri olan dünyada insan sonsuz hayatının rotasını bizzat kendi belirliyor. İşte bu doğrultuya uygun düşen olumlu ve olumsuz şeyleri yaratıyor. Bu husus aynı zamanda İslamın beş şartından biridir. Müslüman ’ hayır ve şerrin Allah’ tan geldiğine ’ inanmak durumundadır.
Bu dünyada yaşamak için, yemek, içmek, nefes almak zorundayız. İnsan vücudu varlığını sürdürmek için Allah’ ın insanlara faydalı olsun diye yarattığı bitki ve hayvanlardan yararlanır. Yiyip içtiklerinin faydalı olan kısmını alır, organlara dağıtır, faydasızları zararlıları dışkı olarak dışarı atar. Menekşeler , lavantalar, güller güzel kokar amma dışkı çirkin kokar Neden? Çünkü sıvısında olmasa bile katısında çok mikrop vardır. (Dışkılar güzel koksaydı, belki onu evlerde saklar ve kullanırdık) . Allah insanları, dışkıdan yani mikroplardan uzak durmalarını sağlamak için, namaz kılarken üstünüze dikkat edin, dışkı bulaşmış olmasın diye tedbir almaya sevketmiştir.
Hayvanlar aleminde de denge vardır. Bazı hayvanlar çok fazla çoğalırlar. Başka bir hayvanda onların 20-25 binini tek başına yer. Balıkları örnek olarak gösterebiliriz. Yılan tehlikelidir ama akrepten korkar. Onu görünce hareketsiz kalır. Ama akrebi de başka bir hayvan korkutur. O hayvanı görünce akrep hareketsiz kalır, o da akrebe yaklaşıp beynini yer.
O başlıklı şiirde sıralanan özelliklerin hepsini, Allah’ın bir sebebe dayalı olarak yarattığını vurguluyoruz. İnsanların karamsar olmamaları için de Allah’ ın sıfatlarından GAFUR kelimesini kullandım.( Allahın affediciliğini hatırlatıyor.) Yani Gafur, Rab, Hak derken şirke girmiş olmayız.
Yaratıcı, kişiye göre değişse de, tektir. 3-4 tane yaratıcı olduğunu varsayalım. Mesela, bunlar insan beynini paylaşmış olsunlar. İnsan beyni dakikada milyarlarca işlem yapmaktadır ve bu işlemler uyum halinde yürümektedir. İnsan beyni 4 ayrı programa göre çalışsa, bütün organlar birbirine girer. Aynı şey makro- kosmosda yani, evrende de geçerlidir. 4 ayrı plan/ yazılım bütün uzayı birbiriyle çarpıştırabilir. Çekim güçleri içinden çıkılamaz hale gelebilir. Bunu çoğaltabiliriz. Biz güneşe insanı yaşatacak kadar uzak veya yakınız. Dünyanın dönüşü eğimi vs. yine aynı şekilde. Değişik yazılımlar dünyayı yaşanamaz hale getirebilir.
Bu ve benzeri nedenlerle, ’O’ diye ifade ettiğim yaratıcı tektir. Bunu kabul etmeyen birkaç milyar insan olsa bile.
Beğen
Osman Kılıçkıran
Kayıt Tarihi:7 Temmuz 2021 Çarşamba 18:46:05
« Önceki Yazı
Sonraki Yazı
O İLE İLGILI AÇıKLAMAM YAZISI'NA YORUM YAP
"O İle İlgili Açıklamam" başlıklı yazı ile ilgili
düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.
Yorum yapın...
Gönder
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.
Bölümler
Şiirler
Yazılar
Forum
Arama
Bölümler
Kitaplar
Ne Nedir?
Edebiyat TV
Kütüphane
Bölümler
Burçlar
Bebek İsimleri
Rüya Tabiri
İsimler
Site
Kurallar
Yardım
İletişim
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
Edebiyatdefteri.com'u kullanarak Çerez Politikamızı kabul etmiş sayılırsınız.