oturup gökyüzüyle dertleşmek yerine neden ellerimi toprağa kaldırayım ben öyle bir deliyim ki dumanında boğulurken yüzen...
akıtıp pullu bakışlarını asırların kıyısına saçlarımın beyazlarından istikbalimin deryasına dağılmak dağılmak ve daha fazla gelmeyeceğimden bahsettiler mi sana saatlere ve zamana kör olduğumdan kurgu yok kanıt yok iddia yok baş yok son yok ölümsüzlük ve sonsuzluk da öyle inanıyorum şu an yok...
bir meczup diyor ki benim ayıkken yaşadığım kafayı sen sarhoşken kaldıramazsın misal bir üstü benim diriyken yaşadığım dünyayı sen ölüyken taşıyamazsın bu yüzden incitme saflığı sorgulama yaşımın yirmi altı oluşunu önüne bak arkandan gelenleri görmemek için öyle yapıyorum bilemezsin güneşten daha çok yanıyorum karundan daha zengin mecnundan daha fakirim belki en onurlu şerefsiz öyle hakir belki yerin altından daha nefessiz öyle sorgulamadığın bir ben kalacak kadar dışa kayıp almadığın tek oksijen görmediğin tek varlık bilmediğin tek şey hiçbir şey...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
uranyumun kol saati... şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
uranyumun kol saati... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.