ANLAYABİLİR MİSİN?
Anlayabilir misin nasıl üşüdüğünü,
O küçücük ayaklarının? Soğuktan nasıl büzüştüğünü, Çelimsiz parmaklarının? Acaba anlayabilir misin? Tüylerinin dikenli ormanlara nasıl dönüştüğünü? Ne demek olduğunu bilebilir misin,? Her gün yeniden, Yeniden üşümenin? Kavrayabilir misin,? Nasıl titrediğini minicik bir bedenin? Ne kadar acımasız olduğunu bilir misin,? Yoklukla bütünleşen kar tanelerinin? Hayal edebilir misin,? Sırtında incecik bir kazakla, Meydan okumasını hayata? Eğilmeden, Bükülmeden, Hem de gururla, Yalınayak; Ve kimseye yalvarmayarak, Ayaza inat direnişini, Anlayabilir misin? Sen ancak; Romantik hayaller kurabilirsin, Kalın dudakların kahvenle buluşurken! Üşümeyi tarif edebilir misin,? Bir çocuğun melek yüzü, Soğukta buruşurken? Tahmin edebilir misin? Kendi romantik anlarına inat; Hayatın acılarına parmak banarak, Minicik bir yüreğin, Direnmekte olduğunu? Ve hayallerinin önünde, Buzdan kaleler bulunduğunu? Sonuçta; Seninki de yaşamak, Onunki de yaşamak. Ve sen; Yaşayabilir misin? Kendini, Sadece onun yerine koyarak? Anlayabilir misin? Evladını o halde gören, Bir babanın feryadını? Çaresizlik resmini, Yüreğine kazıyan ananın duygularını, Anlayabilir misin? Anlatabilir misin? Umudun saçlarını tarayarak, Fırtına öncesinde neler çektiğini? Sen; Pencere kenarında beklerken, “Metrelerce kar yağsa” diye zıplayarak, O babanın omuzlarına düşen, Her kar tanesinin, Gözlerinde dağ olduğunu anlayabilir misin? Evet sen; Buğulu camlara anlamsız isimler yazarak, Tütmeyen bacanın zorunu açıklayabilir misin? Servetine servet katmaya alışıkken, Fakir aşının umut olduğunu, Anlayabilir misin? Anlayabilir misin? Kar üstüne pekmez dökerek, Kardan helva üreten bir kadının hislerini? Cefakâr bir annenin o andaki hüzünlerini? Tencere diplerinde, Katran karası olan hayallerini? Anlatabilir misin? O kadının topuğundaki, Çatlakların sebebini? İşte yaşamak! Yaşıyor işte insan. Kimi mutluluktan, Avuçlarını ovuşturarak, Kimi soğuk içinde yutkunarak! Kaç mevsim geçecek daha? Yeniden kaç kez karlar yağacak? Ve o çocuk; Hala yalınayak! Sen yine anlamayacaksın! Anlayamayacaksın! Bol köpüklü kahvenle, Pencerenden bakarak. Yine ardından söveceksin, Pencere önünden geçenin. Yine anlayamayacaksın, Her dakika daraldığını, Yoksulluk kafesinin. Anlamadın, anlamayacaksın, Cebi olmadığını kefenin! Remzi ÖZKAN |
Şiir yaz, şairi sev…
.................................................... Saygı ve selamlar..