Karasal
Karada yüzen balıklar gibi bu şehirde bulutlar.
Nemli bakışlarla varıyor insan günün sonuna. Kalabalık kentin yalnız insanlarında karasal bir iklim başlıyor, uzaklar ısınmaya başlayınca ayaklar altında. Şehrin tüm yabancılığını emiyor yağmurlar, ıslak bir imza atıyor kurak yanlarına hayatın. Kalem ve sahibi de bir yabancı kendi defterinde. Ve defterde yüzen balıklar gibi harfler sahile vuruyor ölmüş kelimeler, kelimeler ölmüş. İçinden geçip gidilen cümlelerin içinde geçiyor bazılarının yaşamı. Elini bırakmıyor bu kalem, şehir yağmuru ve balıklar. Tüm gün bir iğne bir iplik insanların elinde örüyorlar hayatlarını. Bütün kazaklar boğazlı ve gri. Sobalar anılarda yanmaya devam ediyor ve ısıtıyor zaman zaman günü. Yine de dünün soğukluğu, bir nem , sırtlarını döndükleri duvarda. İnsan yürüyüşlerinde sırlı adımlar kokuyor, okumak istesen attıkları her adım bir harf, döndükleri köşeler birer kelime ve arda kalan şehir bir roman gibi, okumak istersen. Kimi bir telaş içinde otobüs peşinde geç kalmaktan korkuyor, geç kaldığı her şey için. Kimi o denli sakin demleniyor yeryüzünün ocağında. Kimi tebessümü bir görev gibi taşıyor adreslere. Adresler ki boşaltılmış çoktan. Kimse oturmuyor ,yağmurunu bırakmış bulutlar. Islatmaktan gelip kuruluğa dönüyor. İnsan gelip dönüyor, gelip döndükçe zaman. Boş bir masa kadar ıssız bazıları ekmeğini bölüyor yalnızlıkla. Yamalı hayatlar soğuk alıyor. Üşüyor ve karasal bir iklime dönüyor insan yeniden, eksilmeden. |
Duygular nakış nakış işlenmiş. beğendim...
Yetkin kaleminiz daim olsun...
............................................... Saygı ve selamlar..