...çocukluğumuzun bayram sabahları...
...Çocukluğumun bayram sabahları:
Annemin o çocuksu, melek sesi Ellerin en yumuşağı, merhamet yumağı yüz Ve gül bahçelerine götüren en sıcak öpücük İşte, yine Annemin buğulu şefkati Kuş seslerinden demet, denizlerden buket Anneciğim! ... Çocukluğumun bayram sabahları: Dededen kalma köklü alışkanlık Uykulu, yumuk, şaşkın gözlerim İri bir kâbusun tatlı rüyâyla çöküşü birden! Dünyaya dönüş, evimizin tarifsiz rahatlığı Çocukluğumun tek hamlede zıplayışı yataktan İnancın gölgesindeki küçük dünya Tenime çalınan masumane menfaat Bambaşka bir hazza ulaşmanın ilk demi O heyecanlı, o gariban sabırsızlık!... Çocukluğumun bayram sabahları: İçimde kaynayan deli kazanlar Sabah soğuğunun okşayan kimliği Ve o bildik ibadet sofrasında secdeye varış Sonra ölülerimize açtığımız kudretli eller Yüreğimi esir alan isimsiz bir anlaşılmazlık! Midemde çalan vakitli senfoni Ve sevdiğim anların en doyurucusu Tek yumruk oturduğumuz o büyülü sofra… Çocukluğumun bayram sabahları: Annemden gelen ilk öpücük Babamın buna bir şeyler ekleyişi Ve el öpmelerin sonundaki birkaç kuruş: Kuruşların en değerlisi küçük ellerimde büyüyen! Elma şekerleri, dondurmalar, şekerlemeler Torbalarımızda can bulan avuç avuç fıstık Komşularımızın duaları, cebimize konan en yakın harçlıklar Bayramların en mübâreği çocukluğumdan geçen… Bencillik adına yaptığım her şey: Bilyelerimin mücevher görüntüsüne bürünmesi önümde İyinin değil, çok çok iyinin hep bende bulunuşu Ve çocukluğumu çocukluk yapan tüm çocukluklar işte!... Çocukluğumun bayram sabahları: Hatırladığım en güzel günleri ömrümün Annemden, babamdan, kardeşlerimden kalan Yaşanması imkânsız, tarifi zor, eşsiz hatıra! Yüreğimde dipsiz kuyular bırakan anlatımsız günler Büyüdüğüme defalarca isyan ettiren Yetişkinliğime pişman ettiren Anlatımı imkânsız, o emsalsiz hatıra! ... |