BEN IŞIKLARI SÖNÜK BİR EVİN KAPISINI HİÇ AÇMADIM Kİ!...
sen gözden kayboluncaya kadarmış bu şehrin güzelliği
kararlı bir ayrılığa gittin diye nefret ediyorum bu gardan, bu otobüslerden... bu hüzün sımsıcakken aşka ilk kez yenilmişken nasıl giderim sobası sönmüş evimize? ben ışıkları sönük bir evin kapısını hiç açmadım ki! ‘‘ve insan ayrılırken de büyük olur...‘‘ diyecek kadar cesaretli olmadım hiç... gözyaşlarımı içime akıtıp kabullenmeden önce yokluğunu direniyorum sen geceyi geçerken başını cama yaslayıp bir kar fırtınasını seyrediyorsun beyaz bir hüzün üşütüyor seni hırkana dolanıyorsun... beni hatırlıyorsun, sevinçlerimizi kavgalarımızı da... gözündeki yaşına uymayan bir gülüş sarıyor yüzünü otobüs camındaki görüntünü görüp irkiliyorsun bana bavulunu bile taşıtmadığın yolculuğuna yeniden başlıyorsun... dinlediğin radyo ayrilik şarkılarıni kesip ‘‘kar yağışı ülkeyi felç etti‘‘ diye abartırken yalnızlığına bir bensizlik taşıyorsun... sen beni düşünmeyi suç sayarken ben içimde açtığın uçuruma düşmeden önce seni biriktiriyorum... tenimde parmak izlerin, kokun... şimdi pusuya yatmış bir kederin beni yalnız yakalamak için öfkelendiğini biliyorum o yüzden kalabalıklaşıyorum düşmeden dostlarıma tutunuyorum... biliyorlar sensizliğimi sebebi belli bir yangında yanacağımın telaşındalar... en teselli veren cümleleri kuruyorlar ve içlerinden biri unuttum diyor giden aşkını (sarılırken yeni sevgilisinin beline eski sevgilisine sarılır gibi) ama sen sıradan bir alışkanlık değildin ki! biraz sonra herkes iki kişilik dünyalarına dönünce ben nasıl taşırım beni ve omuzlarımdaki yitik sevdayı? nefesini yüzümde duymadan gelir mi uykular? sabah olur mu? sen olur musun bir daha?... işte herkes gitti... yüzümde kalan son gülümseme de yalan oldu sonunda korkuya benzer duygularla tanıdım aşkın ikinci yüzünü ayrılığın şiirine hiç dokunmamıştım her şey seninle başladığından güzelliklerin bile adını koymamıştım hiç bir yasa seni benden koparamayacakken şimdi nasıl yaşarım sensiz?... ben ışıkları sönük bir evin kapısını hiç açmadım ki!... ‘‘ve senden ayrılmakta güzeldir...‘‘ diyecek kadar kahraman olmadım hiç... Ertan Akyüz |