Yalnızlığın cehennemiÇek al beni Yalnızlığın cehenneminden Çakallar sevinmesin yokluğuma Bir çocuğun Gözlerine nişanlayın sevgi kurşunlarını Zaman, mekân dediğimiz Kan rengi yetim bir yürektir Sevginin bâkirsiz uzantısıdır Şimdi kadehimdeki kan rengi şarap Biz sokak şarkıları, türküleri söylerdik Yarım yamalak ve ayaklar çıplak Gökyüzünün karanlığı İçimize sinen ayyaş bir gölgeydi Ruhumuzun izbe derinliklerinde Hep aynı ayak izleri vardı Yol, derin uzaklıkların kucağında can veren Acımasız, katil bir eldi Çınar ağaçlarının heybeti de kalmadı artık İnsanlar gibi pasifize olmuş Dal parçalarında kırılmış umutlar Yok arkadaş, biz asla adam olmayız İkiyüzlü duygularla cebelleşirken Acı bir tren sesinde biter sevinçlerimiz Her taraf çaresiz insanlar mahallesi Varoşlarla başlar ve biter umutların kabadayılığı İşte böyle bir şeydir hayat ya da yaşam dediğimiz Deve ne bilsin sırtının eğri olduğunu Ya da ne bilsin ki Tavus kuşları, sahip oldukları rengâ-renk zenginliği Şimdi deli bir adam daha geçecek Bu ıslak ve ürkek yollardan Yırtılacak gecenin özgür dudakalrı Bir yarış başlayacak iç duygular şehrine Emecek kanını vampirler birbirinin Tıpkı dostluk, arkadaşlık, kardeşlik dedikleri Elma şekeri tadındaki yalan söylemler gibi Vuracaklar, kadın- erkek demeden birilerini daha O zavallı insanlar güruhu Bulamadık gitti vesselam İnsan denen İnsanlık denen İçimizdeki o asil ruhu... Oktay ZERRİN- Samsun 29-12-2018- 01.02 |
Emeğine yüreğine sağlık
__________________________________Selamlar