Kayıp Mevsimler
Kar kapıya dayanmadan çekilip gitmez sonbahar
Taş toprak örtünemiyor beyaz ipekten yorganı Yazdan kalma bu sıcaklar her sarıya ömür katar Uyusa biraz tohumlar erken verecek sürgünü Saçaklara tutunamaz kışın balerin kızları Kardan adam nere gitmiş kaybolmuş çoktan izleri Aralık mı bırakılmış yaza açılan kapılar Bayramlığını giyecek erkenci erik kayısı Ağaçlar da kalmadı ya binaların hep tapular Yaşanılan mezarların gün be gün artar sayısı Bekliyoruz sonumuzu duyacağız birgün sur’u Korkunun ecelimize hiç faydası yok doğrusu Isınmadan yanıyoruz buz tutarken içlerimiz Bu nasıl kara sevdaymış ağarmayacak günümüz Kavrulur muyduk yine de artmasaydı suçlarımız İnanıyorsak doğruya çevrilir elbet yönümüz Aşka biat etmeyenler nereden bilsin ateşi Ayı ortasından bölen avcuna verir güneşi Yar dediğimiz yardımcı ne istiyorsak veriyor Aşkından yaratmış canı kıyameti koparan biz Hayır isteyelim yeter yollarımıza seriyor Şerlere bulaşan hep biz yine kızıp köpüren biz Kendimize gelmek için tufanı mı bekleyelim Durup düşünelim biraz akla vicdan ekleyelim |