GECE KUŞUNUN ÖYKÜSÜ
Nasıl da güçlü, zevkli ve zengin başlar gece.
Kara pelerinli bir şövalye gibi dalarım içine. Kaça bölündüğümü ben de bilmem, Parçalanırım. Bütün o büyülü zamanın ecesi gibi hissederken, On kaplan gücündeyimdir enikonu. Zalimce kafa tutarım herkese. Biraz bilge, biraz sanatkarımdır. Bazen aşık bazen aşktan kaçan, Yanardöner bir hercai işte! Bütün o hayran olunan işlerimi, Bir gece vakti yapmışımdır. Güzel kitaplar okumuşluğum vardır her seferinde. Sonra bazen içip içip ayrıldığım sevgilimi aramışlığım. Eskilerde bir yerlerde. Gündüzleri nemrut olurum. Hele hele ilk saatlerinde, Pek bir kaçınılası... Gece ne denli güçlü bir iksirse; Uzaklaşırken öldürür, mahveder. Gün ufuktan ışıldamaya başlarken; Büyük büyük vaatlerle atılırım öne, Akşama kadar ayaktayım. Enerji doluyum, Şeytanlarla bile savaşabilirim istesem. Ah o güç dolu kelimeler; Birer birer yığılıverirler omuzlarıma Gün yükselirken tepede. Sanki dünyanın yükü benimmiş gibi, Kısalıverir boynum yerinde, Başımı zor tutarak. Kollarım iki ince fidana dönüşüverir. Vücudum bez bebeğe... Taşımaz; gece birer konak sütunu olan bacaklarım bedenimi, Güneş yükselince. Bütün planlarım suya düşüverir. Ne attın be kızım, derim her seferinde. Bilmiyor musun kimyanı? Saçlarına yapışır az sonra uyku, Göz kapaklarına oturur devler, Koltuk altlarına giriverir güvercinler, Uçuruverirler seni o gizemli ülkeye. Yarın yapacağım, derim. Yarın sanki farklı olacak! Adam sen de; Onu da o zaman düşünürüm. Şimdi bir randevum var Uykular Ülkesi’nde, Gecikmeye gelmez. Görünmez canavarlar biner sırtıma. Hoşçakal aydınlık, hoşçakal, Merhaba kapanan gözlerimin altındaki dünya. Ne güzel şey çalışmamak,Ne güzel şey özgürlük! |
okunası böyle şiir düşer sayfaya