Yusuf'a ağıt
YUSUF’A AĞIT
Gitti Yaralarını dipsiz kuyulara asarak Yusuf Ah eden suların iç çekişiyle Gitti Kaderin olumsuz ünlemlerini Boynuna asarak Yusuf Bir muammanın dilinde kaldı adı Kırıldı ömrümün en derin hatırası Gitti Son sözünü asarak Yüzünün en mağrur köşesine Bir daha ses vermeyecek bir yola Bir kıyamete uzanıp gitti Gitti En içli sesini rüzgara asarak Kalbindeki rahmeti boğup bir köşe başında Ellerinde kıpkızıl bir kan Ellerinde vebal Bir gidiş ki Evrenin hatırasına asılmış En kanlı cinayetti Gitti Ruhumu bir mabedin sunağına asarak Yusuf Sanki kıyametten bir sahneydi Dağlar yürüdü boy boy ardınca Bütün özsuyunu alarak yanına tabiatın gitti Öyle bir ah asıldıki Hayatın suretine Ne mana buldu hüzün Ne söze değdi Gitti Sanki bütün mevcudatımı söküp aldı Rahman Bir sessizlik Yaradılışla bozulmamış bir boşluk kaldı geriye Silindi varoluşa dek kainat Aşk aslına rücu etti Gitti Ruhum ervaha geri çekildi Sümeyye Değirmenci ( LEYAL) Leyal |