Olmaz tabi
Mat bir günün doğuşu fazlasıyla sancılı
İki ucu olan değneği kırıp keyfime dört köşe olmadı tabi .. Zan töhmet üstüne yapışan ağır kostüm Kaç bahçe talan soldu kaç gül elim ellere küskün elim ellerden üzgün hatırlamıyorum ne zamandır bu sürgün Defteri dürdüm.. Sayfalar zihnimde silik bulanık siluetiyle Şekiller karışmış kokular sesler unutulmuş Her seferinde farklı gülümsemeler Anılar trafosuna kedi yavrusu kaçmış ya öyle Sahte yüzler altı boş maskeler ünvan statü belirten kıyafetler mucize üstüne canlanmış yürüyorlar cigaram bitmiş be abeler aplalar cigaram Yaş geldi yaş gidiyor yaş geçiyor fazla nemli hayat fazla terli Yaşamak için unutuyoruz ya herşeyi seni beni bırak bizden değiliz biz bile küçük bir kayığı olmayan fakir rezidans sahipleri gibi hissediyorum bugün Çokça yorgun şımarık ve bunalmış güneşin doğuşunu batışını yıldızları seyredemeyen şehir sakinleri gibi umutsuz katı suratsız Tutmamak üzere verilen sözler Vampir umut tüccarları Vergiden muaf fahişeler Köşe bucak yürüyoruz artık ayağımızda galoşlar masalcılar gelmeden geçe kalmadan ufak ufak kenardan köşeden.. |