ABBAS VE KIR AT!
ABBAS VE KIR AT!
Ay ışımaz Yıldız geceye aymaz Güneşin vakti değildi henüz Haber geldi dağdan Haramiler basmış obayı bağlamış çobanı almışlar sürüyü Abbasında koyunları var Az da olsa Mal canın yongası demişler ne de olsa Bir bacağı şalvarda Bir ayağıyla sekerek koştu Atladı kır atın sırtına Hadi şahlan dedi Çekti yularından kır atı Seher yeli serin serin okşarken teni İki nalı üzerine dikildi; kişnedi “yolcu yolunda gerek”der gibi Sertçe vurdu ön ayaklarını Hadi der gibi ısırdı gemi Bıraksan uçacaktı Bayram köprü dar geldi Tek adımda geçti adeta Kör koşuydu onunkisi Gecenin sessizliği Çınlatırken etrafı Tan yeri ağardı yavaş yavaş Uzaktan göründü oba Ama iş işten geçmişti Kır at çatladı çatlayacak Elinde olsa Ağrı dağından İran’a atlayacak Gördüler haramileri Bağırdı Abbas “Ulaaan bırakın ulannn” Bir ses yardı sabahın sessizliğini Bir mavzer yardı yüreğini Kır at fırladı birkaç adım attı Kalktı arka ayakları üzerine Düştü Abbas sürünerek yaklaştı Yattı yanına Son kez kişnemeye çalıştı Yarım yamalak Döndü Abbas’a baktı Beni affet der gibi Kurşunların ardı arkası kesilmez Koyun kuzudan seçilmez Alaca karanlıkta uzaklaştılar Şimdi ağlama zamanı Sarıldı can yoldaşına Bir geçip giden sürüye Birde kollarındaki kır ata baktı Koy beni de vursunlar dedi Bir dev gibi dikildi Açtı mintanını Gerdi göğsünü Vurun ulan vurun dedi Bir ses Bir sessizlik 18/11/2018. H. Işık |
Yorumunuzun duygulara yakışır biçimde olması gurur verici…
Şiir sev, Şiir oku, Şiir yaz...
..................................... Saygı ve selamlar..