eğer ki ikircik bir hevesse tüm bu olgular
yusrama o an girer habis ruhlu ağrılar


zira kancık bir art niyetin içine düşmüştür ceylanlar
namert ruhlular her sıçrayışta da hiç acımadan kurşunlar
varla yok arası bir saniyedir bu hayata ki yasanın közü
nefislerimiz tamahla özlerimizi
özümüzde kin ve garezlerimizi bilinçsizce tetikler
ölüm ve vahşet kokmakta bu dürzü
ve her bir yönüyle bu âlemin çarpıktır yüzü

tahayyül ve ihlasla oluşan o yüce mi yüce tutkum
kıçı kırık bir kaç zibidinin elinde mi pörsüsün be gülüm
yoksa bir ben mi kaldım değerlerine tutkun
içimde ve dışımda kaynar kazan gibidir her bir günüm

gaddar yüreklerin içinde can çekişirken kan dolaşımım
oysa ki “sen” hiç vazgeçemeyeceğim bir hakikatsin
sen toprağıma
sen bayrağıma
sen kutsal Kuran’ıma el bastığımsın
hükmüm ölüme meydan okuyan şahadette gizli
Huda’m çok iyi bilir ki bir Nuran gibi açıktır ona kalbim

tüm temellerimizi dost denenler dinamitlenmekte
soğuk mu soğuk bir savaşın sinsi depremlerinde
mukaddes bildik neyimiz varsa tek tekte yok edilmekte
ihanet ve fitne her sokak ve kapıda kol gezerken
tek yekun birlik olmak bizlere illa ki şarttır
bizde hiç yeis olmaz ufukta kıpkızıl bir elma dururken
bize her türlü ölüm de vız gelir ucunda o vaatler varken

o şahadet anına
hiç doyulmaz ki Hakkın sunduğu o kutsal şerbetin tadına
ve Hakkın kavil ettiği o cennetin kutlu yoluna
gel de bu dünyanın faniliğine heba etmeyelim bakiliği
boşuna bize nasip olmayacak olan çıkar uğruna
Rab’e has şekilde sıkça dokunalım ihlâs tezgâhlarında
yoksa orta yerde cıs çıplak da kalacağız
niran çukurunda öz elimizle taşıdığımız odunlarla

hikmet bahçesinde bizi bekler de durur "Resul"
kucak açmış bizlere gülistanın tam ortasında
gel de inançla katılalım tüm mazlumların dualarına
imanımıza set olsun sabilerin o küçücük yürekleri
kıralım bu nankör ivmeli ihanet çemberinin kökünü
garazlarının içinde boğarak alalım Mehmetlerimin öcünü

şahittir bize leyal gerçeklerin dilinden
inadına siper olur göğsümüz o kahpelerin topuna tüfeğine
şahadetimiz ise tılsımlı bir imeceden

biz zevk içinde içer ve içirir de dururuz o şerbeti dostlara
illa ki kanımız şart ise bu toprağın istikbaline
kınalı kuzular olmak boynumuza borç olmalı her birimize
yoksa yem olacak sabiler kahpe ruhlu o vampir döllerine
taş gibi düşüşte kanlı kanlı asla çöktürtemem esareti üstümüze

biz o koskoca maziyi boş yere mi teslim aldık ecdattan
esen o rüzgar ta Yemenden Cezayir’den ve Belgrat’tan
içimiz zemzem bedenimizse bu kutlu topraktan
sırtımız pek yüreğimiz çelikten güç ve kudrette gelecektir Allahtan...



(06.11.2018) AZAP...




Niran: cehennem
Nuran: ay
Yusra: sol taraf
Leyal: gece