Münafıklık Had SafhadaAsrımız deccal asrı münafıklık had safha Ak gördüğümüz kara, siyah bildiğimiz ak. Anlamak mümkün değil deşilmeden her sayha Bukalemun bunların yanında çömez çırak! Perdenin gerisinde hazırlanıyor oyun Seyirciler şuursuz kuklaya eğer boyun Milyarlar sürü gibi her biri uysal koyun İpnotizma edilmiş zahir etmiyor merak. Senaryolar filimler uyuşturucu morfin Futbol gibi sporlar günlük zehirli tahin Görsel yazılı basın tetikçi büyük hain Tefekkürü hakikat iklimleri çöl çorak. Az bir zümre müreffeh köşkler, yalılar, yatlar Göklere erişiyor çelikten mamul katlar Milyon dolarlık uçak, zevk sefa için atlar Dünya üstüne dikmiş vahşi kapital bayrak. En müzmin hastalığa ilaç sektörü sebep Silah sanayisinde kalmamış zerre edep Dolaylı vergilerle boşalıyor fakir cep Can çekişen mazluma zalim vuruyor mızrak. Bu cihat başka cihat ilimle, nur, feyizle Yıkanacak cümle kir deterjansız denizle Kurulacak bu düğün gökten inen çeyizle Çok büyük bir tasarruf sahnede hemen ancak! Aha yazın şuraya az kaldı fütuhata Ümitsiz hasta dahi kavuşacak sıhhate Nazlı akacak Dicle, can gelecek Fırat’a İstanbul burçlarında dalgalanacak sancak. Ne kehanet ve ne de mevcut keramettir bu Ümmeti Muhammed’e ( S.A.V.) sunulan Rahmettir bu Ehlibeyte hediye, hususi nimettir bu Ey mümin ferasetle tefekkür et, düşün bak; Ak bildiğimiz kara, siyah bildiğimiz ak… Salih Yıldız…20.10.2018 . |