(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
YUSUF YÜREKLİ şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
YUSUF YÜREKLİ şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Yusuf'a, on tane kurt saldırıyor bir anda.
Yer yarılıp, içeri düşüyor sonra birden.
Üç gün sonra çıkıyor, yine o yer içinden.
Yakub aleyhisselam, bu rüyayı görünce,
Oğlu Yusuf hakkında korkuya düştü nice.
Kardeşleri gelince Yusuf'u almak için,
Bu yüzden, gitmesine vermedi önce izin.
Buyurdu ki: (Siz onu götürürseniz eğer,
Onun bu ayrılığı, beni çok mahzun eder.
Ayrıca Yusuf'umu ayırmayın ki benden,
Korkarım kurt yer onu, siz ondan gafil iken.)
Dediler ki: (Bu kadar güçlü, kuvvetliyken biz,
Onu yalnız bırakıp, kurda yedirir miyiz?)
Yakub aleyhisselam, (Onu, kurt yer) demekle,
İp ucu vermiş oldu onlara böylelikle.
Çünkü onlar, bir kurdun, asla o güne kadar,
İnsan yiyeceğini bilmiyorlardı zinhar.
Akşam döndüklerinde, ona verecekleri,
Cevabı, böylelikle öğrenmişti herbiri.
Velakin babaları müsade etmeyince,
O ara bir kurnazlık düşündüler hemence.
Yani babalarını ikna için, bu sefer,
Gidip, küçük Yusuf’u buna ikna ettiler.
Onu, kıra gitmeye böyle razı ederek,
Tekrar babalarına geldiler seğirterek.
Dediler: (Ey babamız, işte sor kendisine.
O da gelmek istiyor bu kır gezintisine.)
Yakub Nebi, bu sefer takdire oldu razı.
Zira baktı, onun da vardı buna rızası.
Kır elbiselerini giydirip üzerine,
Gönderdi onu dahi, onlarla kır yerine.
Onlar uzaklaşmadan henüz babalarından,
Yusuf'a çok yakınlık gösterdiler yalandan.
Lakin daha yürüyüp, gözden ırak olunca,
Ezaya başladılar hemen o yavrucağa.
Dediler ki: (Ey yalan rüya sahibi kişi!
Söyle, nasıl uydurdun yıldız, ay ve güneşi?
Hani o ay ve güneş, nerede o yıldızlar?
Çağır da, gelip seni ölümden kurtarsınlar.)
Bir kuyunun başına geldiler sonra o gün.
Üstünden gömleğini çıkardılar Yusuf'ün
Kuyuya sarkıttılar, ipe sarıp belinden.
Yarısına gelince, kestiler ipi birden.
Bir miktar su var idi, o kuyunun dibinde.
Yusuf düştü o suya ipi kestiklerinde.
Cebrail ismindeki meleğe, Hak katından,
(Kuluma yetiş!) diye, bir hitap geldi o an.
Cebrail, bu emirle kuyuya derhal varıp,
Onu, kaya üstüne oturttu sudan alıp.
Ve dua etmesini söyledi ona yine.
O dahi şu şekilde dua etti Rabbine.
Dedi: (Ey duaları işiten, kabul eden!
Lütfedip kurtar beni bu sıkıntılı yerden)
Abdüllatif Uyan...