PALAMARSIZ GEMİLERDE YOLCULUKLAR…Kronik nidalar parçalıyor geceyi Odamda bir pagoda sessizliği Paradigmalar yaratıyorum umutlardan Bir neyzeni duyuyorum uzaklardan Lavanta kokulu sabahları özlüyor gözyaşlarım Nihilist kavgalar büyüyü bozdu İçinde sen olan öyküleri özlüyorum Palamarsız gemilerde bu kaçıncı gece Seni müjdeleyen deniz feneri nerde… Sildim ben’e dair her sesi Erkekçe öfkelerimi bile Sen oldum sensizliğe inat Artık senin gibi aceleci ve telaşlıyım Sana geldim sevgilim sana Toroslar ne ki, Etna’dan daha sıcak dudaklarım İyi ki sana sürgünüm Beni tutukla yeşil gözlerinde Yüreğinle sar Ellerinle şiirinle sevdanla sar Sar beni sevgilim Sar sar… Adamca kükremelerime bakma İçimdeki çocuk sana aşık Sana ölür içimdeki engin Poseidon ne ki Mevlana’dan daha insanım sende Yokuşlar sarp yokuşlar ahraz Çıkmazlar kör ve sağır Sorular cehennem tokatlar kurşun Bedeller ağır bedeller töre Acılar zaiket-ul mevt Duvarlar özlem duvarlar sensizlik Yıllar öldü yollar bunak İşte ben işte satır başları…. Kanıyorum hala hüzün hüzün Sar daha sıkı sar Dudağınla kokunla sar Kadınlığın onarsın yaralarımı Kadınca sokul Öp dokun onar En çok da gözlerimle seviş Anla hisset ama sorma Sorma Sar sadece sar … ENGİN MASUM 1 Haziran 2008 Pagoda: uzakdoğuda tapınak adı Paradigma: dizi Nihilizm: hiççilik Palamar: gemi halatı Poseidon: İrlandalı bir halk kahramanı, yunancada deniz tanrısı zaiket-ul mevt: ölüm acısı Ahraz: sağır ve dilsiz |
Seni müjdeleyen deniz feneri nerde…"
En beğendiğim ve beni etkileyen iki mısra işte...
Tebrikler, şiir güzeldi.
Svg&Syg