doksanlar
Doksanlı yıllar gençlik yıllarımdı
O günlerde delikanlılık, hakikaten deli kanlı yaşanırdı Doksanlarda yoktu cep telefonları Yada sosyal medyadan her şeye ulaşma kolaylığı yoktu Her yapılan işin apayrı tatlı bir heyecanı vardı O tatlı heyecan, bütün benliğimizi sarardı Küçük yerdi Amasya, herkes birbirini tanırdı Memleketim değildi belki ama ekmek parasıydı Yeşilırmağın kenarı akşam üstüleri gençlerle dolup taşardı Radyoda seçilen tatlı rumuzlarla istek şarkılar çalardı Sevdalar içten içe yaşanır, sevdalılar ağlardı Yılbaşında kar yağar, simli ve kardan adamlı kartlar atılırdı eşe dosta Kim bilir belki de platonik aşklara Hakiki arkadaşlar vardı o yıllarda Doğum günleri hatırlanır, facebook hatırlatmazdı mesela Kızların yanakları kızarırdı, oğlanlar göz kırpsa Bir kez gördüğün saat ve yerde yeniden beklenirdi o kişi Ve çoğunlukla bilirdi beklenildiğini, o da istiyorsa gelirdi Levis 501 kot pantolonun havası bir başkaydı Oduncu gömlekle pek bir yakışırdı Sezen bile en güzel aşklarını doksanlarda yaşayıp En güzel şarkılarını doksanlarda yazdı ’Yüreğim Rehin’ diye bağırırken Naşide Kalpleri adeta esir almıştı Sanki daha güvenilirdi insanlar Birbirlerine borç verip borç alırlardı Yanında kız varsa kavga edilmez gençler sonra hesaplaşırdı Fakirlik vardı ama düğünlerde yemekler kazanla pişerdi Bir pasta verilip gönderilmezdi gelenler Komşuda pişen bize de düşerdi İnsanlar güzel yaşar, güzel yaşlanırdı Okumak zordu okuyana kıymet vardı Ayrılıklar can yakardı gurbet vardı Hani derler ya o yıllar anlatılmaz yaşanırdı Beyazmelek/30.09.2018 |