YOK
Ben bu kentin yalnızlar meydanında
Bir bankta bir başıma Oturup seni anarım her gün Her günüm binbir telaş içinde Sensizliğin, yoksunluğun Gönlümü bir türlü alıştıramadığım Yorgun telaşı. Ben bu kentin bütün sokaklarında Seni hiç bulamadım Bütün caddelerinde bu kentin Dolaşır ve adını sayıklarım Çehreler yabancı Sesler yabancı Vitrinlerin camlarında Senin yüzün aksetmiyor Duyduğum şarkılar sensizliğe merhem olmuyor. Hiç bir şiir kifayet etmiyor yokluğuna İçim dolandıkça sessizliğe Senin o Leyla makamındaki yüzün doğuyor uzaklarda güneş diye Ben nutku tutulmuş bülbül misali Ölüyorum böyle. Ne ses veriyorsun ne geliyorsun Sensizliği bir ben biliyorum bir de dokuduğum şiirler Yoksa yarasaların çığlığı mı kulağımı tırmalıyor, yırtıyor Yoksa benim sürgünüm mü bu köhne şehirler Yoksa Yoksun işte! Güvercinler taşırım sol cebimde Çok uzak bir denizden kopup gelmiş bir gemiyim Ben kayalara vurmuş kırık bir yelkenli Senin o her renk gözlerine salarım Kanadı kırık güvercinleri Ve oturup her gece Ağlarım. Ben bu renksiz, soysuz kentte Arenaya atılmış bir köleyim Sokaklarda gölgenin izleri, Kaldırımlarda adının yankısı İsterim ki koynunda öleyim Çalsa bütün barlarda gençliğimin şarkısı Ve sadece sen dinlesen Ben seni dinlesem rüyalarımda. Diliyorum Hayal ediyorum işte. 23.09.2018 Gebze |