Medine Gül
Medine Gül
Medine gül Medine gül Geldim Medineye Medine gül Ey medine Ay -güneş için gönlüme Geldim sana Medine Ay öper her gece Sende çözülür en karanlık bilmece Bir bahtiyar şehirsin Medine Gönle yar şehirsin Medine İlaç sende Medine Bu hasret dinsin sende Geldim sana Medine Yüz sürdüm toprağına Ay -güneş için gönlüme Geldim sana Medine Anladım sendeki sırrı Medine Hep mü’min kalacaksın Medine En kör gözler ışığı görecek sende Işığın kaynağı seçilmişsin Medine Bir ışık ki, ışıkların en berrağı… Sende aşkın hiç sönmeyen çerağı İlaç sende Medine Bu hasret dinsin sende Geldim sana Medine Yüz sürdüm toprağına Ay -güneş için gönlüme Geldim sana Medine Cennet -ül Bakide Nur saçan yıldızlar … Cennetül Baki bir gök yüzü Gök yüzü bir kitap burası Medine Şehirlerin en hası Medine İlaç sende Medine Bu hasret dinsin sende Geldim sana Medine Yüz sürdüm toprağına Ay -güneş için gönlüme Geldim sana Medine En maviliğinde göklerin şimdi buluttan o şemsiye… Bu da ben veysele ondan kalan bir hediye Nereye serdi seccadesini söylesin şimdi toprak Medine güzelsin Medine pak İlaç sende Medine Bu hasret dinsin sende Geldim sana Medine Yüz sürdüm toprağına Medine Nil gönül çölüme Dünyama güneş şehir bu Medine … Karanlık bile büyüttü gönlümü Medinede Hasret kül etti gönlümü Medinede Ay -güneş için gönlüme Geldim sana Medine İlaç sende Medine Bu hasret diner sende İşte vuslat saati unutulmuş çoluk çocuk... Bir musadır şimdi gönül Tur dağında Ateş üstüne ateş bir sevinç içini yakan Uçarak basılır toprağına Medine’nin ... Bir gece vakti basmışım toprağına Medine Gece mi gündüz mü bu Allah’ım Bu nurlu gecenin şerbet tadı Ebedi kalacak gönlümün dudaklarında İlaç sende Medine Bu hasret dinsin sende Geldim sana Medine Yüz sürdüm toprağına Ay -güneş için gönlüme Geldim sana Medine Koşuda gönül yeşil türbeye Gözlerim bir biriyle yarışta Bir nur yeşil türbe öyle bir an ki Cennetteyim kevser sanki Karşımda cenetül baki mezarlığı Onda Kevserin misafirleri Onda gönül erleri Onda güneşin askerleri İlaç sende Medine Bu hasret dinsin sende Geldim sana Medine Yüz sürdüm toprağına Rasul’ün gül kokusu geldi uzaktan Ta gül asırdan günlerdir Yandı bir veysel günlerdir Bu günler ne gül günlerdir Allah’ım Gül olur bu ateşte yanan bir veysel olur… İnandım tek cennette söner bu hasret ateşi Dünya gözüyle görmek varmış o güneşi Veysele bir hırka ondan geri kalan Bahtına küssün geri kalan Kendini her meleğin kucağına bırak gönlüm Kızgın kumlara bile seccadesi mi diye bak gönlüm Her kum taneciğinden onun selamını duy gönlüm Bu kumların dostluğunun sıcaklığına başını koy gönlüm Şimdi onu gören yaşlı bir ağaç ara Geç kalmış benin gibi saçını başını yoluyor bak şu rüzğara Dünya gözüyle görmeyen kırsın otuz iki dişini “Dünya gözüyle görmedi güneşini" Kırdı otuz iki dişini ... Veysel olan nasıl çeksin bu hasretin fişini Dünyada bir yer yok ki söndüren bu hasretin ateşini İlaç sende Medine Bu hasret dinmedi sende İlaç cennette Medine Mezarıma da bulunsa toprağında bir yer Toprağı ışık saçan Medine Gül kokunda uyusa mezarım… Ay -güneş için gönlüme Geldim sana Medine Yüz sürdüm toprağına Medine Bir kutlu zamanda Dinmedi hasret Medine Halime’nin şehridir… Anne şehirdir nurlu güneşe Güzel şehirdir Medine Sütten nehirdir Medine… Veyselin gül hırkayı kokladığı gibi kokladım Medineyi Dinse ya bir nebze hasret acısı Bende belirdi kahreden ayrılık sancısı Ay -güneş için gönlüme Geldim sana Medine Rüzgar gülü gösterir Medine burası Koşarak gelen bahar gönle Bu taşlardan duyulan sanma boş sözdür O gül yüzü görmüş bahtiyar bu kayalar Geceyi yırtan şu yıldızlar bahtiyar benden Bildim neden sevinçli O mutlu günlerden sırlar biliyor inandım bahtiyar bu toprak Damla yükselsin buluta artık İçimde biriken çoşku Doğurdukça doğururdu Hançer gibi gezdi arkandam zaman Gül açar her an Kovalar uykular artık saat aşka ayarlı tık tık Geçtim candan Canan karşımda Göremezsin karanlığı hiç güneştir canan Ayrılmak mı Medine senden nice zor Sıladan gurbete dönmek gibi Bu dünya aniden güneş batmış gibi olacak Şu kelebek gönül bahardan kışa geçmiş gibi olacak.... Gönlüm gül izler peşinde Medin’e burası … Leyla diye çöle düşmeyen mecnun değil ki Gülü arar bülbül her seher Şarkısını güle söyler Ah develeri hala önünde mi veyselin Yanmış kaç gönlün çırası Aşkın kanatları altında bu gönül Medinede Gül dert kattı bülbülün derdine Kocaman bir çiçek karşımda Gül alır gül satar pazarımda çarşımda... Günler,saatler şimdi Hırkası en kıymetli gül … Koklar öper Veysel olan Güneş onda Ay onda Aşk gül onda … Ateş onda Kül onda Bir evren kadar Veysel’in gönlü. Ay -güneş için gönlüme Geldim sana Medine Bu çölde iz çiçekleri koklar gönlüm Hem gülü hem göğü hem yeri yoklar gönlüm Hacer –ül-esvedde kaldı ellerinin çiçekleri Kabul olsun bütün dilekleri Medine’sine susuzdur sevginin Mekke’sine susuzdur sevginin Gülün ve sevginin susuzu bu gönlüm… Balı tattı buldu özü bu gönlüm Medinede Çoban yıldızı bu gönlüm Medined Geç kaldın yaranı açmaya hey Veysel ’im Bitmemiş bir cümle gibi Hikayesi önünde Veysel’in Gülün kokusuyla yanan gönlüm Ateş yanmak neymiş dener sende Kışlar bahara döner sende Ay -güneş için gönlüme Geldim sana Medine Medine gül kokulu Medine aşk okulu Aşk hastanesi Medine Açtım yaramı Ateşlerde yanan gönül Hasretlerde yanan gönül Bir arı şimdi çiçeğini bulan... Bir çocuk gibi annesini saran Aşık gönül Medine’de kanatlı Kelebek yürek bu baharda mutlu... Gelme ayrılık vakti ağza sürülür en acı biber Kara bahtıma ağla gözüm Kara bahtıma ağla özüm Otuz iki dişini sökerek Geç kaldım Gül sevgiye Geç kaldım gül Mekkeye Geç kaldım gül Medineye Ay -güneş için gönlüme Geldim sana Medine Açmaya yaramı geç kaldım..Medine |