LANET OLSUN
aykırı yaşamanın isyanın dayım şimdi
nisyanın da gözlerimin acıyla kesişti i kirpik sarmalında yoz oluyorum köz beni benden çalan besteyi dinliyorum bir bilsen! tükenmek nasıl olur hicranın gurbetinde hasret nasıl olur ve avucuna alıp o maziyi kuru bir yaprak gibi öğütmek aşkları suya götürüp susuz geri getirmek düşleri katletmek nasıl olur sen göremezsin yazın sıcağında terin rengini metruk sevdaların derdini hissedemezsin sen şahit olamazsın bulutların yanaklarıma dokunuşuna mevsimlerin anadan doğma soyunu şuna şahit olamazsın bir anlasan söz gümüş iken sükut nasıl altın olur sevdaya kurşun sıkmak nasıl insan nasıl katil olur iklimlerin sinesinde göçmen kuşlar gibiyim durma öyle al elimden valizlerimi soğuk burası soğuk üstelikte yağmur kokuyor insanı ise yerin dibine sokuyor varsa sıcak bir çayın içeyim kapıları kapat pencereleri ört ki bütün bağlantılarımı keseyim uyumak istiyorum unutmak hatırlanmamak yeter olsun gözlerindeki güz fırtınası sözlerinde ki baskı hatası yeter olsun böyle yaşamaya da böyle sevdaya da lanet olsun düş bütün gördüklerimiz aslında düş tufan gerçekten düş zindan nasılda bir ömre hükmetti bir mısra boyu maceram bir yitik şarkı bir mızrap bir ut kanattı yüreğimizi gözümüzü ağlattı akıyor gök kuşağının kursağına metabolizmayı tamamlayan bir su savrulur dağların yamacından atmacanın kıl avlanan gövdesi kuşlara ama aç ama sefil içtiğim şurup değil kahır uzat kadehini senin kini de doldurayım sanma ki yoklama çekiyorum sanma ki intizar imi susturuyorum fon dip içiyorum fon dip haberin olsun |